FİTNE
Arapça olan bu kelimenin aslı fetn dir. Altının kalite ve kalitesizliğini anlamak için ateşe sokulması demektir.l Genel olarak imtihan ve deneme mânâlarında kullanılır. Hâlisi ile sahtesini ayırmak için altını, gümüşü potada eritmeye fitne dendiği gibi, iyiliği-kötülüğü belli olsun diye insana tatbik edilen her muameleye de ıtlak olunur.2 Kur'ân-ı Kerîm'de "Fitnenizi tadınız. İşte (dünyada) istical ettiğiniz azab bu idi"3 buyurulmuştur. Buradaki "fitne" kelimesi, insanın ateşe atılmasını ve azâbı ortaya koymaktadır.4 Bunun dışında Kur'ân-ı Kerîm'de, belâ ve musîbet mânâsına da kullanılmıştır.5 Şiddet6 ve imtihan mânâsına kullanıldığı da sabittir. Fitneden eser kalmayıncaya kadar cihadı emreden âyet-i kerimedes "fitne", İslâm'ın dışındaki bütün sistemlerin ortak ismidir.
İstılâhî mânâsı: "Allahû Teâla (cc)'dan imtihan için gelen belâ, musîbet, âzâb ve buna benzer nefsin hoşlanmadığı şeyler olduğu gibi, kullardan gelen zûlümlere de fitne denir" şeklinde tarif etmek mümkündür.
Resûl-i Ekrem (sav)'in hadîsi şeriflerinde mü'minler arasında bozgunculuk yapmak ve onları birbirlerine karşı kışkırtmak mânâlarına da kullanılmıştır. "Fitne uykudadır, onu uyandırmayın!"9 hadis-i şerîfi bu mânâdadır.
"Mü'minlerin bey'atla, gayrımüslimlerin de zimmet akdi ile bütün emniyetlerinin sağlandığı dârû'l-İslâm'da bozgunculuk ve kışkırtıcılık yapmak büyük bir fitnedir. Ümmet-i Muhammed tarih boyunca bu tür fitneye karşı uyanık olmuştur. Ancak bu, zamanla bir şuur olmaktan çıkıp, bir âdet haline dönüşünce, müstevlilerin istilâsı ânında bile "Aman fitne çıkmasın" sloganı geçerliliğini korumuştur. Halbuki küfür, başlı-başına bir fitnedir. Küffar İslâm topraklarını işgal edince: "Aman fitne çıkmasın" demek Allahû Teâla (cc)'ya karşı savaş açmak olur.
Fitnenin, aynı zamanda imtihan mânâsına geldiğini belirtmiştik. Muteber hadîs mecmualarında "Kitab-ı Fiten" veya "Bâb-ı Fiten" başlığı taşıyan bölümlere dikkat ettiğimizde, insanın çevresinin fitnelerle dolu olduğuna şâhit oluruz. Dünyaya, hiç ölmeyecekmiş gibi şehvetle bağlanmak bir fitnedir. Şer'i hududları aşan "mal sevgisi", "evlat sevgisi", "makam hırsı" ve bunun gibi hazlar birer fitne hükmündedir. Allah'ın indirdiği hükümlerin dışındaki hükümlerle, inanmayarak da olsa hükmetmek, bir fitnedir.
Cahiliyyenin gâlip.geldiği, tâgûtî güçlerin insanları hor ve hakir kıldığı toplumlarda, onlarla uzlaşmayı esas alan her türlü düşünce bir fitnedir. İnsanlardan, şer'î hududların dışında tahsil edilen vergilerden maaş almak, bir fitnedir. Bütün bunların dışında deccal fitnesi, kabir fitnesi ve bel'am fitnesi... vardır.
Hz. Âdem (a.s)'den itibaren bütün peygamberler insanlara tevhid akîdesini tebliğ etmişlerdir. "Allah'a iman edin ve tâgût'a kulluktan kaçının" tebliği, bütün peygamberlerde ortaktır. Dolayısıyle Allahû Teâla (cc)'m indirdiği hükümlerle hükmedilmeyen bütün toplumlarda küfür ve fitne, siyasî iktidar durumuna gelmiş demektir. Bu vasıftaki bütün toplumlarda cihad, akıl-baliğ olan her mü'min üzerine, farz-ı ayrılır. Kim bu cihad'dan uzak kalırsa, fitnenin içine düşmüş demektir.
KAYNAKLAR
(1) Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'ân Dili, İst. 1936, c. V, sh. 4530. Ayrıca Abdi'l Latif ez-Zebidi, Sahih-i Buhari Muhtasarı, Tecrid-i Sarih Terc'emesi ve Şerhi, Ank.1975 (3. bsm.) c. XII, sh. 290-291.
(2) Zebidî, a.g.e., Ank 1978 (5. bsm.) c. II, sh. 468; c. XII, sh. 290.
(3) Zâriyat sûresi: 14. Geniş bilgi için bkz. İbn-i Kesir, Tefsirû'l Kur'an'il Azim, Beyrut: 1939, D.Marife Yay. c. IV, sh. 232-233.
(4) Mehmet Vehbi Efendi, Hülâsatü'I Beyan fi Tefsirû'l Kur'ân, İst. 1969, c. XIII, sh. 5554. Ayrıca Ömer Nasuhi Bilmen, Kur'ân-ı Kerim'in Türkçe Meali Âlisi ve Tefsiri, İst. 1965, c. VII, sh. 3487 (Âhiret hayatını ve ölümden sonra tekrar dirilmeyi inkâr eden kâfirlerin ateşe atılması üzerinde durulur. "Fitnenizi tadın", zebanilerin kâfirlere hitabı olarak değerlendirilir.)
(5) Enfâl sûresi: 25: "Bir de öyle bir fitneden sakının ki, o içinizden yalnız zûlmedenlere çatmaz (ammeye de sirayet ve hepsini perişan eder). Hem bilin ki, Allah azabı çetin olandır." Geniş bilgi için bkz. Beyzavî.
(6) Bakara sûresi: 102,191; Enfâl sûresi: 39.
(7) Enfâl sûresi: 35: "Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi şer ve hayırla tecrübe ediyoruz. Nihayet hepiniz bize rücû edeceksiniz." Bu ayet-i kerimede fitne, tecrübe ve imtihan manasınadır.
(9) Hasan Basri Çantay, Kur'ân-ı Hakim ve Meali Kerim, İst.1959, c. I, sh. 52, dipnot:134.
(10) Nahl sûresi: 36.