HALK İNANÇLARI
http://www.folklor.org.tr/turkish/Halk_inanc.htm
Ruh, Mezarlık, Türbe ve Ziyaret Yerleri ile İlgili Halk İnançları:
· Ziyaret yerlerindeki ağaçları kesenler çarpılır.
· Türbeden dışarıya bir şey, bir nesne götüren kişiler çarpılır.
· Mezarlığı parmağı ile işaret etmek iyi değildir. Parmakları ile işaret eden kişilerin parmakları kurur.
· Kurban kesilirken hayvan dilini dışarı çıkarırsa kurban sahibi o yıl içerisinde ölür.
· Bir çocuk sürekli ağlarsa o evde mutlaka ölüm meydana gelir.
· Ölüye talkın verilirken can gelir, kalkmak ister, başını tahtaya çarpar. O zaman ölü “eyvah ben ölmüşüm” der.
· Ölen bir kişinin etleri ölümünden 40-52 gece sonra kemiklerinden ayrılır. Ölünün etleri kemiklerinden kolay ayrılsın diye o gece evinde dua edilir.
· Bir kişi gömüldükten sonra ruhu 7 gün evini ziyaret eder.
· Ayakkabı çıkarıldığında ters dönerse, ayakkabı sahibinin tez vakitte öleceği düşünülür.
· Rüyada ölü görmek diriye işarettir, misafir gelir.
· Yatarken çorapları baş tarafa koymak iyi değildir, insan çabuk ölür.
· Eve ölü girmesi iyi değildir, eve dışarıdan ölü getirilirse o evden birbiri ardı sıra üç ölü çıkar.
· Resim yapmak günahtır, resim yapan kişi ahrette ona can verecektir.
· Resim olan yerlerden melekler kaçar.
· Ölünün elbiseleri ölü yıkayıcılarına verilir.
· Mezarlıktan ağaç kesilmez. Ağaçta cin olduğuna inanılır.
· Mezarlıkta yatılmaz.
· Gece ölen kişinin üzerine sabaha kadar bıçak konulur.
· Mezara toprak atılırken elden ele kürek verilmez.
· Yoğurdun güzel olması için mezardan çırpı toplanarak kaynayan sütün altına atılır.
· Kırık ayna uğursuzluktur.
· Ölünün yıkandığı evde üç gün ışık yanar.
· Baş sağlığına gelen kişilerin ayakkabıları ters çevrilmez.
· Mezar kazıcısına para verilmezse ölünün rahatsız olacağına inanılır.
· Ezan okunurken bacak bacak üstüne atılmaz.
· Mezarlıktan taş, toprak alınmaz.
· Köpek uluması ölüme işarettir.
· Ölü gömülene kadar ev süpürülmez, çamaşır yıkanmaz, eve su getirilmez.
· Mezarlık genişletilmez, çünkü ölü sayısı artar.
· Ölünün elbiselerini giyenin ömrü uzar.
· Ölü bulunduğu odadan yıkanmaya götürülürken yatağına bir baş soğan konur.
· Kefen makasla veya bıçakla kesilmez.
· Ölü evden çıkarılmadan üzerinden kedi atlarsa ölünün hortlayacağına inanılır.
· Evde namaz kılınırken seccadenin önünden bir hayvan geçerse namaz bozulur.
· Kırda namaz kılınırken namazdan önce bir taş veya sopa dikilir.(Öne hayvan geçmemesi için)
· Mezarlıkta sigara içilmez.
· Saz çalanın babasını mezarlıkta kediler tırmalar.
· Bir kimsenin bitlenmesi yakın zamanda öleceğine işarettir.
· Ölü olan evin komşuları evlerindeki suları dökerler. Aksi halde birbiri sıra ölümler meydana gelir.
· Yatak katlanırken baş tarafından katlanmaz, ayak tarafı önce katlanır. Baş tarafından yalnız ölünün yatağı katlandığı için o yatakta yatan kimse ölür.
Hayvanlarla İlgili Halk İnançları:
· Ev yılanı o evin bekçisidir.
· Yılan öldürülüp, suya atılırsa ve yılan suda kaybolursa yağmur yağar ve durmaz, seller olur.
· Kurt uluyunca ya ayaz olur ya kar yağar.
· Bir evin önünde baykuş öterse, o evde biri ölür yada bir yıkım olur.
· Kurtlar uluyunca inekleri yemesinler diye gökten ağızlarına yiyecek düşer.
· İnek doğurunca eve ağır bir şey alınırsa yada ağır bir şey kaldırılırsa ineğin sütü kesilir.
· İnek ilk yavrusunu doğurduğu zaman onun “ağız”ı (ilk sütü) evden çıkarılmaz, aksi halde ineğin sütü kesilir. Sütün içerisine kömür atılıp öyle verilir.
· İneğin sütünü yere sağmak iyi değildir, hayvan hastalanır.
· İlk yaylaya çıkışta sığırların ortasından bir yabancı geçerse sığırlar hamile kalmaz, doğum yapmazlar.
· Bir kimsenin önünden kara kedi geçmesi uğursuzdur.
· Baykuş ötmesi uğursuzluktur, yanan bir odun alınarak baykuşa atılmalıdır.
· Bir kişinin önüne tavşan çıkması uğursuzluktur, mümkünse gidilen yoldan geri dönülür.
· Çakal uluyunca yere tükürmek gerekir, yoksa insanın başına bir yıkım gelir.
· Çakal ulumaya başlayınca hava açacak, günlük güneşlik olacak demektir.(Bir başka inanca göre yağmur yağarmış)
· Bir kişi gerdeğe girmeden önce yanlışlıkla kediye basarsa başarısız olur.
· Bir evin önünde karga öterse o eve haber gelir.
· Rüyada akrep görmek iyidir.
· Kedi ile aynı yerde yatmak doğru değildir. Kedi insanın ruhunu çalar, ömrünü kısaltır.
· Karga öttüğünde kar yağacağına inanılır.
· Köpeğin vakitsiz, gece havlaması, horozun vakitsiz ötmesi, öküzün gece böğürmesi kötü şeylere işarettir.(Düşman saldırısı, deprem, doğal afet vs.)
· Köpek havaya doğru bakarak havlarsa kan dökülecek demektir.
· Güvercin, kumru, kırlangıç, leylek öldürmek günahtır.
· Kuzular satılıncaya kadar yabancılara gösterilmez.
· Avlanan hayvan başkasına verilmez, verilecekse karşılığında demir para alınır.
· Yılan görmek uğurludur.
· Keklik görülmesi uğursuzluktur.
· Ezan okunurken köpek uluması uğursuzluktur.
· Horoz öttüğünde yağmur yağar.
· Baykuşun bir eve konması o ev için uğursuzluktur.
· Tavuğun horoz gibi ötmesi uğursuzluktur, öten tavuk kesilir.
· Kediyi Hz. Ali sıvazladığı için hiçbir zaman sırtüstü düşmez.
· Kesilen kurbanın kemikleri kırılmaz.
· Kurbanın kanı ve kemikleri gömülür.
Ocak ve Ateşle İlgili Halk İnançları:
· Ateşe tükürmek, ateşe sövmek, ateşe tırnak atmak, su dökmek uğursuzluk getirir.
· Sabah evinden başkasına ateş verenin ocağı söner.
· Ateş yanan yere cinler giremez.
· Ateş sönünce cinler, periler ocak başına toplanır.
· Ocağın üstünü boş bırakmak uğursuzluk getirir.
· Sacayağının birdenbire devrilmesi evin başına bir yıkım geleceğini gösterir.
· Sacayağı boş bırakılırsa şeytanlar yemek pişiriyor denir.
· Sacayağı boş bırakılırsa o evde ölü suyu kaynar.
· Tencerede su boşu boşuna kaynarsa düşmanlar çoğalır.
· Akşam ateşle oynayan çocuk gece altına işer.
· Akşam evden dışarı ateş verilmez.
· Lamba yakılmayan evin ocağı her vakit kararır. Aynı zamanda ev sahibinin öldükten sonra mezarı da karanlık olur.
· Hastalanan hayvanları ateşten geçirmek iyidir.
· Ateşi söndürmek için su dökülmez, ateş toprakla örtülür.
· Ateş çok önceden sönmüş olsa dahi külün yanında yatılmaz. Külde cin ve şeytanın oynak yaptığına inanılır.
· Külün üstüne su dökülmez, işenmez.
· Gece kül dökülmez, evin bereketi kaçar.
· Hayvan ve insan pisliğinin üstüne kül dökülmez.
· Yağmurun dinmesi için avluya sacayağı atılır, sacayağının ortasına da bıçak saplanır.
· Sönmüş ocağın yanında yatmak günahtır.
· Gece külün yanından geçilmez, üstünden atlanmaz, şeytan gelir.
· Ateşin çıkardığı ses, ateşi yakan kişi hakkında dedikodu yapıldığına işarettir.
Tarım ve Bitkilerle İlgili Halk İnançları:
· Karaağaçtan düşen yaşamaz.
· Karaağaçtan beşik, sandık yapılmaz.
· İncir ağacının altında uyuyanları şeytan alır götürür.
· Ceviz ağacının altında yaşayanları şeytan alır götürür.
· Tarlada zina yapılırsa bereket olmaz.
· Üzümün tanesini, karpuzun sap kısmındaki kabuğunun içini yiyenler yetim kalır.
· Zeytin kutsaldır.
· Ulu ağaç altında tek başına uyumak iyi değildir.
· Ekin ekili tarlada işenmez, cinsel ilişkide bulunulmaz.
· Ekin savrulurken harmanın içerisinden geçilmez, geçilirse harmanın bereketi azalır.
· Ekin ekmeye, ekin biçmeye giden kimselerin önceden yıkanması, abdest alması uğur getirir.
· Ceviz ağacının gölgesinde yatan kişi beceriksiz, başarısız olur. Ceviz ağacı çevresinde olup biten her şeyi resim gibi işlermiş. Kesildiği zaman urlarındaki işaretlerle tüm gizlilikleri açığa çıkarırmış.
· Çocuğun bezleri yabani ağaca asılırsa çocuk yabani olur.
· Nar tanelerini yere dökmek günahtır, nar cennet meyvesidir.
· Yoğurt veya süt dışarıya verilirken üzerine üzerlik, kömür, yeşil yaprak konulmazsa ineğe nazar değer.
· Dut ağacı dibinde yatmak, oturmak doğru değildir, cin çarpar.
· Hamur yoğururken dışarı hamur sıçrarsa misafir gelir.
· Su kabağının çok olduğu evde ölüm olayı da çok olur.
· Buğday çok olan evde ölüm az olur.
· Tarla sınırında uyunduğunda insanı ağırlık basar, çarpılır.
· Zeytin ağacının altında uyunduğunda insanı ağırlık basar.
· İncir ağacının altında yatan insanı ağırlık basar.
Doğum ve Kırkla İlgili Olan Halk İnançları:
· Kırklı kadın evden fazla uzaklaşmaz.
· Kırklı kadın gece evinden dışarıya çıkmaz.
· Kırklı bebeğin başının altına Kuran, muska, makas, bıçak, çörek otu konulur.
· Kırkı çıkmamış kadın cinsel ilişkide bulunmaz.
· Kırklı kadının yattığı odaya kibrit ve süpürge konulur.
· Kırklı kadın gece yalnız bırakılmaz.
· Kırklı kadın kırkının çıkacağı gün üç yakın komşuya gider, daha sonra evden uzaklaşabilir.
· Kırklı kadınlar ve bebekleri birbirleriyle karşılaştırılmaz.
· Kırlı çocuğu görmeye gelen kişi, kırk basmaması için demir veya kağıt para verir.
· Kırklı çocuğun yanına kedi ve köpek sokulmaz, aksi halde “al” basar.
· Kadın ve geyik kırlı olursa karşılaştırılmaz, aksi halde kırları karışır. Geyik yedi yılda bir yavruladığından kadının da yedi yıl çocuğu olmaz.
· Kırklı çocuk yalnız bırakılacağı zaman başucuna bıçak, soğan, sarımsak bırakılır.
· Üzerinde para yada altın bulunan bir kişi kırklı çocuğun yanına sokulmaz. Eğer çocuğun yanına gelirse para veya altın, çocuğun başucunda ir süre bekletilir.
· Kırkı çıkmamış kadın bir eve gittiğinde mersin yaprağı batırılmış suyu gittiği eve döker, daha sonra eve girer.
· Gelin alayı kırkı çıkmamış kadının evinin önünden geçerse gelinin çocuğu olmaz.
· Kırkı çıkmamış kadının bulunduğu eve değirmenden un getirilmez.
· Kuzular kırkları çıkıncaya kadar kimseye gösterilmez.
· Kırklı kadının başucunda gece ışık yakılır.
· Kırklı çocuğu olan iki kadın iğne değiştirir, yoksa kırk kalkmaz.
Özel Günlerle İlgili Halk İnançları:
· Hıdrellez günü dikiş dikilmez, ağaç, bitki kesilmez, canlı öldürülmez. Bunlar yapılırsa yeni doğacak ne varsa anasının karnında hıdrellez eğrisi olur.
· Arife günü, yakını ölen kişi dikiş dikmez.
· Arife günü iş yapılmaz.
· Arife ve bayram günü ağaç kesilmez.
· Hıdrellez günü kapalı un çuvalları açılır.
· Arife günü eve odun getirilmez, getirilirse eve odunlarla birlikte mutlaka yılan girer.
· Arife günü sabun kullanılmaz.
· Hıdrellez günü gün doğmadan eve getirilen suyla yoğurt tutturulabilir, mayaya gerek yoktur.
· Hıdrellez günü gün doğmadan akarsuda yıkanılırsa insan sağlıklı olur.
· Hıdrellez günü gün doğmadan eve mutlaka bir testi su getirilmelidir. Bu suyun sağlık vereceğine inanılır.
· Aşure ayında(oruç süresince) yaş ağaç kesilmez.
· Bayram günü tıraş olunmaz.
· Kuzular hıdrelleze kadar sayılmaz.
Taş Ve Su Kültüyle İlgili Halk İnançları:
· Gece göle girmek iyi değildir. Geceleri cinler, peri kızları gölde yıkanırlar. Girenlerin ruhlarını periler çalar.
· Geceleri su üzerinden atlanmaz. Su birikintileri ecinnilerin ve perilerin mekanıdır.
· Gece dışarı su dökeni periler çarpar.
· Kaynayan suya bıçak sokulmaz.
· Suya tükürmek uğursuzluk getirir.
· Çeşme başında uyunmaz, şeytan gelir.
· Büyük, kökü derinde olan taşın üzerinde uyunmaz, şeytan gelir.
· Çamaşır yıkanan suyun üzerinden geçilmez, bu suda şeytan olur.
Karanlık ve Işıkla İlgili Halk İnançları:
· Akşam soğan yenen yere melekler gelmez.
· Gece aynaya bakanın ömrü kısa olur.
· Gece acı(biber, soğan, sarımsak) evden dışarıya verilmez.
· Yoğurt, süt, peynir vs. gece dışarıya verilmez. Vermek gerektiğinde üzerine kömür, üzerlik veya yeşil bir dal konularak verilir.
· Gece ıslık çalmak günahtır.
· Gece evden eve tuz verilmez.
· Akşam kapının önü süpürülmez.
· Ekmek aktaracağı evden eve verilmez.
· Çocuklar gece beş taş oynarsa düşman gelecek denir.
Bereketle İlgili Halk İnançları:
· Değirmenden ilk gelen unla yapılan ilk ekmeği yiyen kişinin karısı ölür.
· Dışarıya maya verilirse evin bereketi gider.
· Ekmek kırıntılarını yere atmak, ayakla çiğnemek evin bereketini götürür.
· Gurbete giden kişinin azığından bir parça ekmek çalınır.
· Bir kişinin üzerinde dikiş dikilirse o kişinin kısmeti bağlanır.
· Bıçakla ekmek kesilmez, evin bereketi kaçar.
· Bismillah demeden yemek yiyen kişi doymaz. Şeytan da onunla birlikte yemek yer.
· Çorap örerken boğazından başlamalı yoksa dayanıklı olmaz.
· Kürek kemiğinin kırılması bahtı açar, t yenildikten sonra bu kemik kırılır.
Evle İlgili Halk İnançları:
· Evin temeline karataş koymak iyi değildir.
· Kapının önünde oturan kişi iftiraya uğrar.
· Duvar dibinde uyumak iyi değildir, insan çarpılır.
· Evin içerisi temiz olmazsa oraya melekler değil şeytanlar gelir. Böylece o evde mutluluk değil geçimsizlik olur.
· Evden bir kişi gurbete gittiği zaman o gün ev süpürülmez, dışarıdan misafir alınmaz.
· Eşya taşımak için kullanılan ala iple komşunun evine girilmez. Komşunun başına bir uğursuzluk geleceğine inanılır.
· Kapı eşiğinde oturulmaz. İnsan fakir olur.
· Kapı eşiğinde oturulmaz. İnsan bekar kalır.
· Urganla komşunun evine girilmez. Aksi halde komşunun evinde kıtlık olur
· Kapı eşiğinde oturulmaz. Kapı eşiğinde şeytan bulunur.
· Yağmur yağarken kapı eşiğinde oturmak günahtır.
Atmosfer Olaylarıyla İlgili Halk İnançları:
· Dolunun kesilmesi için avluya bıçak atılır.
· Mezardan çıkarılan kafatası suya atılırsa yağmur yağar.
· Şeytan düğün ederken(nisan yağmuru) yağmurun altında duranları cinler alır götürür.
· Nisan yağmuru zemzem suyu gibidir, uğurludur. Nisan yağmurunda ıslanmak insana sağlık verir.
· Gök gürlediğinde demir ısırmak uğurludur.
· Gökkuşağının altında bir erkek geçerse kız, kız geçerse erkek olur.
· Dolu ilk yağdığında birkaç tane yemek sağlığı iyi gelir.
· İlk dolu yağdığında ismi Mehmet olan yada anasının ilk oğlu doluyu bıçakla ikiye ayırır.
· Gök gürleyince bir bıçak alınarak dama atılır.
· Beş taş oynamak kuraklığa işarettir.
· Dolu yağdığında dolunun kesilmesi için dışarıya sacayağı atılır.
· Şimşek çaktığında yere bıçak saplanır.
Mevsimlerle, Aylarla ve Günlerle İlgili Halk İnançları:
· Martın birinci günü eve dışarıdan kimse giremez, girerse buzağılar, kuzular ölür.
· Ocak ayının birinci günü görülen kimse sana iyi gelirse o yıl yaşarsın, iyi gelmezse hasta olursun.
· Salı günü çamaşır yıkanmaz, yıkanan çamaşırı giyen kişi onu kirletemez, ölür.
· Salı günü doğan çocuklar kan dökücü olur.
· Salı günü düğün yapılmaz.
· Cuma günleri dışarı toz dökülmez, işe gidilmez.
· Cuma günü ana rahmine düşen çocuk bilgili olur.
· Cumartesi günü çamaşır yıkanmaz.
· Cuma gecesi sabaha karşı doğan çocuğun rızkı bol olur.
· Cuma günü örgü örülmez, insan kısmetini kaybeder.
· Cuma akşamı tırnak kesilmez, insan gözden düşer.
· Ağustosun yedisinde tarlaya giren kimse çarpılır.
· Cumartesi günü yorgana çarşaf kaplanmaz, çünkü cumartesi kaplanan çarşaf ölü ister.
· Salı sallanır.
· Tarlaya ilk tohum Salı ve Çarşamba günü atılmaz.
· Cuma günü namaza kadar ağaç kesilmez.
· Salı ve Cuma günü hiçbir işe başlanmaz.
· Cuma günü ekin ekilmez.
· Pazartesi başlanan işler ağır gider.
Cinsiyetle İlgili Halk İnançları:
· Odanın ışığını evin erkeği yakarsa o ev daima nur içerisinde ve bereketli olur.
· Kadının yolda erkeğin önünü kesmesi uğursuzluktur.
· Bir kadın iki erkeğin arasından geçerse çocuğu olmaz.
· Bir adam iki kadının arasından geçerse sözü geçmez.
· Bir erkek iki kız arasından geçerse köse olur.
· Yarım çay içen kadın dul kalır.
· Ava gidecek kişinin önünden kadın geçerse avlanamaz. Bundan dolayı o kişi ava gitmekten vazgeçer.
· Kız çocuğunun ilk kez kesilecek saçını dayısı keserse saçı gür olur.
· Oğlan çocuğunun ilk kez amcası veya dayısı keser.
· Kız baba evinden Perşembe veya Pazar günü çıkar.
· Koç katımında koçun üzerine kız çocuğu bindirilirse doğacak kuzu dişi, oğlan çocuk bindirilirse erkek olur.
Yol ve Yolculukla İlgili Halk İnançları:
· Yola giderken tükürmek insana yıkım getirir.
· Yola giderken dönüp bakmak iyi değildir.
· Üç yol ağzında yatmak uğursuzluktur.
· Bıçak yere atıldığında sırtı üzerinde durursa misafir gelecek demektir.
· Elden kaşık düşerse misafir geleceğine inanılır.
· Ağızdan lokma düşerse misafir gelir.
· Ava giden kişinin arkasından karısı süpürge atar.
· Ava giden kişiye “Nereye gidiyorsun?” diye sorulmaz. Sorulduğu takdirde kişi avlanamaz.
· Ayakkabılar üst üste gelirse yola gidileceğine inanılır.
· Yol kenarında yatılmaz. Yatan kişileri “yel üstünde gidersin” (şeytan çarpar anlamında) denilir.
· Ava giden kişiyle konuşulmaz, rızkı kesilir.
· Ava gitmeden önce tüfek yere konulur. En fazla üç-dört yaşındaki bir kız yada oğlan çocuğu tüfeğin üzerinden atlar.
· Ava gidildiğinde uzun bir süre avlanılamazsa avcılar toplanır. İçlerinden biri sıçar, sıçan kişi bokuna ateş eder. Bu işlemden sonra av açılır.
İnsan Vücuduyla İlgili Halk İnançları:
· Üst çenenin önündeki dişlerden birisi düşerse ana babadan birisinin öleceğine inanılır.
· Sağ üst azı dişi düşerse ağabey yada amcanın öleceğine inanılır.
· Sol üst azı dişi düşerse evlat yada kardeşin öleceğine inanılır.(Diş ile ilgili inançların gerçekleşmesi için sadaka verilir, sabah kahvaltıdan önce kuşlara yem verilir)
· Erkeğin sağ gözü seğirirse iyiye işarettir.
· Erkeğin sol gözü seğirirse kötüye işarettir.
· Sağ kulağın çınlaması iyiye işarettir.
· Sol kulağın çınlaması kötüye işarettir.
· Avuç içi kaşınırsa bir yerden para geleceğine işarettir.
· Ayak tabanı kaşınırsa yolculuk var demektir.
· Kesilen saçın üzerine basılmaz, basılırsa o kişinin başı ağrır.
· Kesilen saçları kuşlar alıp yuvalarına götürürlerse o kişinin başı ağrır.
Eşyalarla İlgili Halk İnançları:
· Ayakkabının ters gelmesi hastalığı işarettir.
· Elden ele sabun verilmez. Verilirse kavga edilir. Sabunu vermek gerektiğinde elin tersi kullanılır.
· Yemekten sonra kaşığın ağzı yukarı çevrilir, yoksa nasip kapanır.
· Kapakla su içilmez, nasip kapanır.
Hazırlayan: Aydın DURDU