Müslüman olmak kadar büyük bir nimet olamaz. Bundan daha büyük bir zenginlik düşünülemez. Bu nimet ve zenginliğin kıymetini bilelim. Dünyanın en kıymetli insanları Müslümanlardır. Bu kıymet Allah’a (c.c.) inanmalarından ve kulluk etmelerindendir. Allah (c.c) en çok, kendisine iman edenleri ve emirlerini yerine getirenleri sever. O kimseler de ancak Müslümanlardır.
Fitne ve fesadın yaygın olduğu bir zamanda, Allah’ımız (c.c) emrettiği için Kur’an’ımızın tarif ettiği şekilde örtünmek Allah’ın bir lütuf ve keremidir. (bknz Kur’an-ı Kerim Nisa 31) Bu bakımdan örtülen kızlarımız iftihar etmelidirler. Bu iftihar kibirlenme şeklinde değilde Allah’a şükretmek şeklinde tecelli edecektir. Bu açıdan örtünüzle değil utanmak, Allah’a (c.c.) kulluğunuzdan şerefle iftihar etmelisiniz.
Müslümanca örtünmenizden dolayı, adı Müslüman ama İslami hayattan habersiz olanlar cahilliklerine bakmadan sizinle alay edeceklerdir. İslam’dan cahil komşularınız gülebilir, arkadaşlarınız sizinle ilgiyi kesebilir. Örtünmenizden dolayı cahilliğinden utanan öz kardeşleriniz, anne- babalarınız olabilir. Allah’ın (c.c.) emrine isyanınızdan utanacakları yerde O’na (c.c.) itaatinizden utanabilirler. Hatta açılıp Allah’a (c.c.) İsyan etmeniz için baskı da yapabilirler. Allah’a (c.c.) İsyan konusunda hiç kimseye itaat edilmeyeceğini sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) açıkça belirtmektedir. (Bknz; Buhari: 9.c. 4036.s, Buhari: 11.c. 5289.s,
Müslim: 6.c.1840.n, Müslim: 7.c. 319.s 1748. n) Böylelerine itaatsizlik günah değil aksine yüce bir sevaptır. (Bknz; Kur’an-ı Kerim Nisa 59 ve Lokman 14-15. ayetler)
Zaten anne-babalar örtünmenin şuurunda olsalardı, hiçbir Müslüman kadın açılıp Yahudilerin, Hristiyanların oyunlarına gelmeyeceklerdi. Ve ahlaksızların elinde oyuncak olmayacaklardı. İslam düşmanı Zewemer Samuil adlı Hristiyan misyoneri Müslümanları içten kendilerine yıktırma planlarını yandaşlarına şöyle açıklıyor: “Sakın ümitsizliğe kapılmayın, kadına hürriyet verilmesi konusu ile kadını ele geçirip moda ve giyimin kölesi yapıp ahlakını bozduktan sonra bu manevi kölelerimizle İslam toplumunu boğazlamaya yeteriz. Kendi kendilerini içten yıkarız. Silahlı savaşa ve insan kaybına ne gerek var” diyor.
Bu misyonerlerin önde gelenlerinden biri de şöyle diyor: “Bir bardak içki ve bir dansözün Müslümanlarda yapacağı yıkım ve tahribatı bin top yapamaz. O halde Müslümanları madde, içki ve şehvete daldırıp kendi içlerinde boğmaya çalışınız.”
Emperyalist ve siyonist İslam düşmanlarının aldıkları haince kararlardan bir diğeri de şudur:
“Müslüman kadınların tesettürden vazgeçmeleri için olağanüstü bir çaba sarf etmeliyiz. Tarihi deliller ile kadının örtünmesinin Beni Abbas döneminde başladığını, İslam’da böyle bir şeyin bulunmadığını iddia etmeliyiz…
Kadının örtünmesi geniş propagandalar ile ortadan kalkınca ajanlarımız gençleri sevişmeye, gayri meşru cinsel ilişkilere (zinaya) teşvik etmeli ve bu şekilde İslam toplumlarında fesadı yaymalıdırlar. Gayr-i müslim kadınlar da örtüsüz olarak dolaşmalıdırlar ki, Müslüman kadınlar da onları taklit etsinler.”
(Bknz. Hamster, İslam’ı nasıl yok edelim, İstanbul. 1991. Nehir Y. s.49.91.)
“İslam ülkelerini sömürme ve bu yoldaki güçlükler” isimli Londra’da 1923 yılında düzenlenen bir konferansta delegelerden biri: “50 yıl durmadan çalıştık, sadece beş kişiyi Hristiyan yapabildik. Bu durum her şeye rağmen Müslümanların ne kadar zor Hristiyan olduklarının bir kanıtıdır. Fakat 50 yıl içerisinde milyonlarca insanı İslam’dan uzaklaştırabildik ve İslam’a, İslami prensiplere karşı Müslümanları lakayıt hale, duyarsız hale getirebildik. İşte bu durum bizleri çok sevindirmektedir.”
Daha sonra alınan karar şudur:
“Bundan böyle Müslümanları Hristiyanlaştırmaya uğraşmayalım. Onları İslam’dan uzaklaştıralım ve İslami hükümlere düşman yapalım.”
İşte kardeşlerim, haçlıların ve İslam düşmanlarının amaçları kadınımızı, gençlerimizi ve Müslüman aileyi bozup değiştirmek, şuursuz ve amelsiz sürü bir gençlik haline getirmek ve her şeyi mübah sayan yemek, içmek ve yaşamaktan başka bir gayesi olmayan bir nesil yetiştirmektir.
Ey imanlı bacılarımız ve kızlarımız!
Müslümanca örtünmenizden dolayı size teyze, hala, nine derler. Güya İslami kıyafet sizi yaşlı gösteriyor, onlar da akıllarınca alay etmiş oluyorlar. Siz böyle cahil ve emperyalistlerin uşaklarına aldırmayın, hak bildiğiniz İslam yolunda sabırla yürüyünüz. Kur’an’ı Kerim’de Mü’minlerin vasıflarından bahsederken “Onlar başkalarının ayıplayıp, kınamasından korkmaz” denilmektedir. Rabbim kendi rızasına uyanları mükafatlandıracaktır. Halkın rızasına değil, Hakk’ın rızasına talip olun. Halkın kınamasından değil, Hakk’ın kınamasından korkun…
Allah için örtündüğünüze göre, kimsenin tesirinde kalmanız mümkün değildir. Sizinle alay edenlere sadece acıyın, onlara da Allah’tan hidayet dileğiniz.
İslam tarihi, Allah yolunda şehit olan ve çok zahmetlere katlanan yiğitlerle doludur. Evinden, memleketinden oldular. Ailelerinden, çocuklarından uzaklaştırıldılar. Yine de azimleri kırılmadı, aksine güçlendi. Çünkü mükafatı Allah’tan bekliyorlardı. Biz de kendimize bu mübarek nesli örnek alacağız…
Ey Müslüman kızlarımız!
Bir kimse size dese ki: “Henüz yaşınız genç. Acelesi neydi? Her tarafınızı kapatmışsınız, gençliğinizi yaşasaydınız, sonra kapansaydınız olmaz mıydı? Niçin bu kadar kapanıyorsunuz?” Siz de, “Çünkü Müslümanız, yarın sağ kalacağımıza elimizde garantimiz yok, hem örtünmek yalnız ihtiyarlara has da değil, aksine gençler daha cazip ve tehlikelidir. Allah’ın emirleri ise bizim hem dünya, hem ahiretimiz için mutlaka daha hayırlıdır ve doğrudur” deyiniz.
Allah (c.c.) cümlemizi kendine kul, Habibine (s.a.s.) ümmet eylesin. Allah’ın rahmet ve bereketi üzerinize olsun. Amin.