17 C
Bursa
21 Kasım 2024 Perşembe
spot_img
Ana SayfaBiyografiMütevahhid'in Toplumsal Yansımaları

Mütevahhid’in Toplumsal Yansımaları

İbn Bâcce (ö. 533 / 1139), “tedbiru’l-mütevahhid” olarak kavramlaştırdığı yalnız filozofun doğru yönetimini, filozofun cisimsel, özel ruhani ve genel ruhani olarak üçe ayrılan formalarını kendi yaşamında uygulamasından topluma örneklik etmesi olarak belirtir. Mütevahhid’in en önemli çabası sağlam bir benlik inşası olmalıdır.[1] Bu yüzden İbn Bâcce mütevahhid’in yapacağı fiilleri ayıran formlar kısmına eserinde önemli bir yer ayırmıştır. Cisimsel formlar insanın beslenme, büyüme ve üreme işlevlerini yerine getiren tarafıdır. Ruhanilikten payı olmayan kısımdır. Özel ruhani tarafı ortak duyu, tahayyül ve hatırlama yetilerindeki formlardır. Burada insan kısmen ruhanilik bulsa da cismânilikten kurtulamamıştır. Genel ruhani formlar ise akıl yetisindekilerdir. Yalnız insanın duyusal varlığına işaret eden ilk iki form araç olarak görülürken; genel ruhani formlar amaç olarak göz önünde olduğunda hakiki mutluluğa erişilebilir.

İbn Bâcce’nin ahlak ve siyasette temel ölçütü akıldır. İnsani davranışı rasyonel niteliklere dayalı davranış olarak kabul eder. Akıl insanın eylemlerine, iradesi vasıtasıyla etki eder. Eyleme sebep olan iradeyi hayvani arzulardan ayırmak ve aklın sağlamasını göstermek için “ihtiyar” olarak isimlendirir. İnsan davranışlarını amaçları bakımından ayıran İbn Bâcce, cismani, hayvani ve akla ilişkin yetkinlikler içinden temelini teorik yetkinlikte bulan akli yetkinliği kendinde amaç olarak tanımlayıp en yüce mertebeye koyar. Hazlar ve erdemler hususunda da hazları aracı erdemi ise nihai mutluluğun amacı olarak görür.[2]

İbn Bâcce, insanın ne olduğuyla ve nasıl bir varlık yapısına sahip olduğuyla da ilgilenmiştir. Kitâbu’n-Nefs eserinde insan psikolojisinin her safhasına düşünme yetisini yerleştirmiştir. İnsan varlığını da bir bedene bağlı olarak ele alması insanı tabii bir canlı olarak gördüğünü gösterir. İnsan nefsinin yetiler anlayışını da Eflatun gibi üçlü bir nefis anlayışıyla ortaya koyar ve yine nefsin en yüksek boyutunu rasyonellik olarak belirtir. Ancak nefisleri isimlendirme olarak Eflatun’u takip eder: bitkisel, hayvani ve insani nefs. İbn Bâcce’ye göre insan nefsinin temel özelliği düşünmektir. İnsanın diğer nefis yönlerini ise tabiat tarafından kazandırıldığını düşünür. İnsan akli yetisini bilkuvvelikten bilfiile çıkarmak için ilk makullere ihtiyaç duyar. İnsan, akledilirleri kullanarak rasyonel imkânlarını geliştirir ve maddi dünyanın faniliğinden Tanrısal birliğe ulaşabilir. Maddi olanla birliktelikten kaynaklanan ıstırabı ise, ezeli ve ebedi olana kavuştuğunda hakiki bir mutluluğa dönüşür.[3]

İbn Bâcce’ye göre insan bir akıl varlığıdır. Onun özel ruhani tarafını oluşturan duygusallık yönü hayvanlarla ortaktır. Ancak genel ruhani tarafındaki akıl onu tüm mahlûkattan ayırır. Akıl insanla özdeştir. Aklın katılmadığı hiçbir eylem insani olma özelliği kazanamaz. Bundan dolayı İbn Bâcce insanın varlığına kuşatıcı bir bakışla yaklaşmıştır.

Felsefe tarihi boyunca birçok düşünür tarafından insanın yalnız yaşamaya uygun bir varlık olmadığı kabul görmüştür. İbn Bâcce de “insanın tab’en politik bir varlık” olduğu önermesini kabul eder. İdeal bir toplum içinde bu yapılabilir ancak toplumda anormal bir yapı söz konusu olduğunda toplum ideal hedeflerden uzaklaşmışsa, erdemli bireyin toplumdan uzak kalması daha hayırlı olacaktır.[4]

İbn Bâcce, Eflatun’dan beri gelen yönetim anlayışı içerisinden kendine özgü, bireyin yetkinliğiyle başlayan yönetim anlayışını ortaya koymuştur. Özellikle Farabi’nin es-Siyase el-Medeniyye ve Fusûl Muntaza’ah adlı eserlerinde Farabi erdemsiz toplumlarda yaşayan yabancılardan bahseder ve eğer imkânları varsa erdemli topluma hicret etmelerini yoksa ölmelerinin bile erdemsiz toplumda yaşamalarından daha hayırlı olacağını ifade eder. İbn Bâcce kendisinden önceki birikimden her ilim insanı gibi yararlanmıştır.[5] . İbn Bâcce’nin toplum ve siyaset görüşü büyük oranda Farabi’ye benzer. Bu yönüyle mütevahhid kuramı ne felsefi geleneğin benzeri olarak ne de tam karşıtı olarak görülemez. Böyle bir toptancı anlayışa gitmek doğru değildir. Mütevahhid kuramı evet felsefi geleneğin birikiminden faydalanılarak oluşturulmuştur ancak zaruret zamanlarında metod farklılığıyla vücut bulmuştur. Genelden bireye doğru gelen ahlak anlayışı yerine, bireylerden genele ulaşan bir anlayış ortaya koymuştur. Bu kuram zaten iyilerin çoğunlukta olduğu toplumlarda değil, nevabit olarak görüldüğü toplumlarda toplumun yetkinliğini sağlamak amacıyla uygulanabilir. Mütevahhid kavramı, insanın maddi olanın zevk ve sefasına sırt dönüp manevi olana yönelen bu yüzden de içinde bulunduğu toplum tarafından dışlanan fakat doğru ve gerçeği temsil eden bir anlayışın zorunlu yalnızlığını ifade eder.[6]

İbn Bacce’nin mütevahhidine biz küreselleşen dünyamızdan, teknolojik gelişmelerin hızlıca artmasıyla ve adeta dünyanın küçük bir köy haline gelmesiyle birlikte nasıl bakmalıyız? Mütevahhid insanların ahlaken bozulduğu bir toplum içinde hala temiz kalıp ahlakını muhafaza etmeye çalışan insan için örnektir. Yaşadığımız zaman dilimi insanın iyiye güzele ve hayra olduğu kadar çirkinliğe, kötülüğe ve şerre hızlı ulaşılabildiği bir dönemdir. Bu dönemde insanlar ya münzevi bir hayat ya da seküler bir yaşam arasındadırlar. Kişinin her şeyden kendini soyutlayarak sadece uhrevi ya da manevi bir alem içinde yaşama çabaları bize göre beyhudedir. Çünkü kişi kendisi böyle bir hayat istese ve hatta yaşamaya çalışsa bile ailesine, eşine yahut çocuklarına bunu zorlamaya hakkı yoktur.  Münzevi bir hayat, insanlardan yüz çevirip kişinin kendisini zikre ve çileye vermesiyle devam eder. Ancak ailemizin, akrabalarımızın, arkadaşlarımızın ve komşularımızın da bizim üzerimizde hakkı olduğunu düşünürsek münzevi hayat ideal yaşam değildir. Ancak buna karşın mütevahhid ne kadar erdemsiz bir toplum içinde filozofun erdemli yaşama çabasıdır. Mütevahhid kendini bozuk toplumdan  fiziken değil zihnen soyutlayarak erdemlerini muhafaza eder. Mütevahhidler erdemli bir hayatı temsil ettiği için halkın arasında olmalıdır.

İnsanın zihninin maneviyattan çok maddiyatın meşgul ettiği dönemimizde seküler yaşam birçok insanın farkında olmasa bile içinde oldukları bir durumdur. Seküler kişi, manevi değerlerle bağını kestiğinde kendini özgür gören; marka elbise, güzel araç, pahalı ev, yüksek maaş ve maddi diğer şeylere sahip olduğunda değerli hisseden insandır. Seküler insan, arzuları sınırsız, nefsi doyumsuz ve aklını sadece maddi işlere yoran kimsedir. Ancak mütevahhid aklıyla hem kendini maddiyattan soyutlayan hem de kendini hakiki mutluluğa adayan kişidir. Halk içinde hakla beraber olmanın münzevi hayat dışında imkanını ortaya koyan mütevahhid kuramı ideal bir yaşamı temsil eder. Enerjimizi, gücümüzü ve aklımızı bir amaca vermek o amaca giden yolun kapılarını insana açar. O amaç insan için hakiki mutluluktur. Çünkü mutluluk sadece kendisi için istenen şeydir.


KAYNAKÇA

İlyas Özdemir. “Ataraksia Arayışı Bağlamında İbn Bâcce’nin Yalnız İnsanı ve Stoacı bilge”. Düşünme 7 (ts.), 21-32.

Ramazan Turan, Sümeyra Turan. “Kendilik Bilinci Bağlamında İbn Bacce’nin Tedbiru’l-Mütevahhid Kuramı ile  F. H. Bradley’in Kendini Gerçekleştirme (Self-Realisation) Kavramları Üzerine Bir İnceleme”. Mevzu 7 (2022), 175-194. https://doi.org/105281

Yaşar Aydınlı. “İbn Bâcce”. TDV İslam Ansiklopedisi. 19/348-353, 1999.

[1] Ramazan Turan, Sümeyra Turan, “Kendilik Bilinci Bağlamında İbn Bacce’nin Tedbiru’l-Mütevahhid Kuramı ile F. H. Bradley’in Kendini Gerçekleştirme (Self-Realisation) Kavramları Üzerine Bir İnceleme”, 182.
[2] Yaşar Aydınlı, “İbn Bâcce”, TDV İslam Ansiklopedisi, 1999, 19/351.
[3] Yaşar Aydınlı, “TDV DİA”, 19/350.
[4] Ramazan Turan, Sümeyra Turan, “Kendilik Bilinci Bağlamında İbn Bacce’nin Tedbiru’l-Mütevahhid Kuramı ile F. H. Bradley’in Kendini Gerçekleştirme (Self-Realisation) Kavramları Üzerine Bir İnceleme”, Mevzu 7 (2022), 181.
[5] İlyas Özdemir, “Ataraksia Arayışı Bağlamında İbn Bâcce’nin Yalnız İnsanı ve Stoacı bilge”, Düşünme 7 (ts.), 22.
[6] Yaşar Aydınlı, “TDV DİA”, 19/351.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

2 YORUMLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SOSYAL MEDYA

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
4,338TakipçilerTakip Et
- Reklam -spot_img

Yeni İçerikler

Son Yorumlar

Hatice yorumladı Yalan Dünya
Sümeyye yorumladı Yalan Dünya
Başak koçoğlu yorumladı Gençlik ve Din
Yunus yorumladı Gençlik ve Din
Levent Ateş yorumladı Gençlik ve Din