12 C
Bursa
21 Kasım 2024 Perşembe
spot_img
Ana SayfaToplum - YaşamAffetmeyen Affedilmez

Affetmeyen Affedilmez

Af içimizde derin bir yerde saklı ve özel bir cevher. Varlığından haberdar olduğumuz, kullandıkça içimizi ferahlatan büyük bir nimet.

Söz konusu af dilemekse zorlandığımız, af beklemekse umutlandığımız, affetmekse nazlandığımız karışık ve dalgalı bir hal.

“Sen af (veya kolaylık) yolunu benimse, (İslam’a) uygun olanı (örfü) emret ve cahillerden yüz çevir.” (Araf Suresi, 199. ayet)

Affedilmekten önce ayetlerde affetmek geçiyor. Yine kendine bak, kendini gör, kendini eğit, kendine öğret var özünde.

Hayat okyanusunda minik balıklarız aslında. Kabarıp köpürdüğü de olur okyanusun, dingin durgun ve huzurlu zamanları da…

Bize düşen dalgalara, rüzgara, ışığa, güneşe hazırlıklı olmaktır. Bunun en kolay yolu bizi yaratanın, donanımımızı ihsan edenin, yazılımımızı yükleyenin, güncellemeler gönderip bekleyenin, bizi başıboş bırakmadığını kabul etmektir.

Kulluğunu kabul etmeyen gerçek huzuru yakalayamaz. Okyanusa hükmetmeye, dalgalarla dövüşmeye, güneşe öfkelenip, rüzgara kükremeye çabalar. Çabalar da perişan eder bir nefes ömründe bir avuç bedenini…

“Sizden, faziletli ve varlıklı olanlar, yakınlara, yoksullara ve Allah yolunda hicret edenlere vermekte eksiltme yapmasınlar, affetsinler ve hoş görsünler. Allah’ın sizi bağışlamasını sevmez misiniz? Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.” (Nur Suresi, 22. ayet)

Gün gelir bizim gibi aciz kullar bizi üzer, kırar, yorar, yaralar, çok ümitli olma insan denilen acizden beşerdir şaşar, sen kendine bak, ruhunu tanı, bedenini öğren, sana mümkün ne varsa ona da mümkün. Senden beklenilen tüm yanılgı ve hatalar, hatta aşırılık ve yanlışlar ondan da beklenir. Rahat ol, affetmek af bulmanın yoludur, Onun kul ve acizliğine yumuşaklık gösterirsen Rabbin de senin kul ve acizliğine yumuşaklık yapar.

“O (muttakiler) ki; bollukta da darlıkta da infak ederler, öfkelerini yutar ve insanları affederler. Allah, muhsinleri/kulluğunu en güzel şekilde yapmaya çalışanları sever.” (3/Âl-i İmran 134)

Öfkeni yutmak, menfaatin hasar görürken nezaketini korumak. Hakkın yenirken, sınırların çiğnenirken, gözüne baka baka yok sayarlarken edebini muhafaza etmek, nefsin gadaba geldiğinde belinden tutup usluca oturtmak. Ne kadar mümkün ve ne kadar kolay olabilir.

“(Bütün bunlara rağmen) sen af yolunu tut, iyi olanı emret ve cahillerden yüz çevir.” (7/A’râf 199)

Cahillerden yüz çevir. Halini kontrol edemeyene cahil denir. Halinden habersiz, sonundan habersiz, kendinden ruhundan habersize. Onlardan yüz çevir. Gelme onların tahrik ve oyunlarına. Ucunda rızayı ilahi varsa zorluğu yamandır. Ona göre kur ayarlarını. İns formunda yaratılıp Meleklerin üzerinde olacak kapasiteni içindeki nefsani duvarları kırarak bulacaksın. Aletin irade ve sabrın başka bir cihazın yok.

Ne kadar içinde ne kadar derinde ne kadar saklı olsa da orada ve mevcut iste, uğraş ve ulaş ki Cennetin kapısına dayanacak yolu bul.

“Onlar ki; büyük günahlardan ve fuhşiyattan kaçınır, kızdıkları zaman da bağışlarlar.” (42/ Şûrâ 37)

Tarif edilenler bize örnekler sunuyor, ruhumuza bakıp bize ne kadar benziyor, nereden kopuyoruz inceleyelim diye. Her ayet içlerimizin dehlizlerine sızan ışık hüzmeleri. Emri ilahi ve genel kullanım kılavuzu olarak bilsek de Kuranı Kerimi, bizzat her kulun ruhuna ayrı miktar, ayrı şiddet, ayrı tesirle şifadır aslında.

Önce doğru bir çizgide, içine huzur verecek hassasiyetle denge, şefkat, merhamet ve daha nice nice esmadan özlerle bezeli detayları ayıklayarak ruhunda inkişaf ve tekamülü bulur insan. Sonra hukuk ve adaletle etrafında oluşanları ayıklayıp düzenler. Büyük günahlardan kaçınır derken esas ölçünün önce kendini arındırmak, korumak, aydınlatmak, yüceltmek ve yükseltmek olduğu açıktır.

Duru hali yakaladıktan sonra daha tekamül edememişlerle boğuşurken affedici olması isteniyor aşikare.

“Kim de sabreder ve bağışlarsa şüphesiz ki bu, azmedilmeye layık işlerdendir.” (42/Şûrâ 43)

Rabbim ayet ayet bizden kul olduğumuzu idrak etmemizi, işleyişin yükünü ve yoruculuğunu kendisine bırakıp iç alemimizde ferahlık, düzen, temizlik ve tertip ile zaman harcamamızı istiyor.

Dünya kargaşasında temiz ve doğru kalabilmek özümüzün farkına varıp sahip çıkmamızla olur. Elimizdekinin nelerden müteşekkil olduğunu bilmezsek nasıl koruyacağımızı da bulamayız. Kıymeti bilinmeyen nimet zayi olur. Sayısız nimetlerle donatılmış aziz varlığımızı kıymetli kılan akıl ve idrakle Rabbe yönelip incelik ve hassasiyetlerimizi keşfe harcamalıyız ömrümüzü ki sonunda vardığımız yer mutlu olacağımız yer olsun

Sana seni öğreten en sert sınavdır nefsine yapılan olumsuz tavırlar, o an nasıl davranacağını sakin zamanda biriktirdiğin gönül sandığın belirler. İçini duru ve sade kullukla doldurmuşlara ki (başta muttakiler diye anıldı) kendini tutmak, yapılanı bağışlamak, kusuru örtmek, çirkine eğilip güzelleştirmek alışılagelmiş kolay bir durum olarak gelir.

Rabbim gücümüzün üzerinde yük vermez, o bizi kendi yüklediği yazılım kadar veri ve sorunla sınar…

Hasbiyallah ve ni’mel vekil.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

Ekmek Nasırı

Alın Teri ve Zaman

İyilerle Kötüler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SOSYAL MEDYA

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
4,338TakipçilerTakip Et
- Reklam -spot_img

Yeni İçerikler

Son Yorumlar

Hatice yorumladı Yalan Dünya
Sümeyye yorumladı Yalan Dünya
Başak koçoğlu yorumladı Gençlik ve Din
Yunus yorumladı Gençlik ve Din
Levent Ateş yorumladı Gençlik ve Din