Umudumu Allah’a bağlamayı seviyorum.
Çıkmaz bir sokağın olmadığını, her zorlu yolun elbet bir sonu olduğunu ve yine her karanlığın bitiminde bir aydınlık bulunduğunu öğretiyor bana Rabbim. Ve umutsuz olma, Allah varsa umut elbette ki vardır, diyerek içinde bulunduğum simsiyahlıklarıma her seferinde ışık tutuyor.
Bazı zamanlar karanlıkta kalıyor olsam da beni Yaratan’ın elbet yolumu göstereceğine olan inancım, terazinin bir ucunda pek ağır basıyor. Zaten İslam’a hakkıyla inanan bir müminin umutsuzluğa düşme gibi bir seçeneği hiç mi hiç yoktur, en azından olmaması lazım gelir diye düşünüyorum. Zaten ne dememizi istiyor Rahman o güzel ayetinde?
Beni Yaratan elbet yolumu gösterir.
(Şuara 78)
Biliyor musunuz Sevgili Dostlar? Kuran’ı Kerim’de 6236 ayetin 6235 tanesi olmasaydı da sadece bu ayet olsaydı ben yine İslam’ı seçerdim.
Beni Yaratan, yoktan var eden biri olduğunu ve O’nun, beni var edip de bir köşeye atmadığını, girdiğim zorlu yolları gördüğünü ve bana yolumu göstereceğini söylüyor. Bunu söyleyen din ne yüce dindir ki ben O’nun yolundan gitme şerefine nail olmuşum.
İnsanız, biçareyiz, güçsüzüz… Elbet yaşamımızın bazı dönemlerinde pekala zorluklar yaşıyoruz.
Ne vakit ruhum bana acı verecek, dünya yüreğime ağır gelecek de dilimden ağıtlar akacak olsa derhal secdeye kapanır, içimde ne varsa tek tek döker, seccademi bir güzel yaşlarla ıslatırım.
İşte öylece secdeye kapandığım anlarda kendi kendime hep diyorum ki, “Rabbim olmasa kime sığınacağım ben?”
Hangi insana güvenebilirsiniz ki Sevgili Okuyucum? Oluyor ki insan bazen kendine bile güvenemiyor. Sonrasında hep şöyle de ekliyorum, “Derdimi veren dermanımı hazırlamıştır. Nasibime yardım dilemeyi yazan, yardım edeceğine kefildir. Beni Yaratan elbet yolumu gösterir…”
Söylesenize Sevgili Okuyucum, kulunu gam yüküyle yatırdığı secdeden kuş tüyüyle kaldıran bir Rabb’e inanılmaz da kime inanılır? Şu biçare insan umudunu sonsuz bir kudrete bağlamaz da neye bağlar? Vallahi umudunu Rabb’den gayrısına bağlayanın sonu ne fenadır.
Tekrar tekrar söyleyip sizlerin zihinlerine iyice bir kazımayı umut ettiğim bir cümledir: “Umudu Allah olana, Allah yeter.”
Karamsar mısın? İyi günlerin geleceğine dair inancın zamanla köreliyor mu? Yaşamaktan eskisi kadar zevk almıyor musun?
Allah’a yönel, umudun yeniden yeşersin.
Bak şimdi bana, yüce kitabı bas bağrına. İçindeki Allah’ın kelamıdır. İyice özümse, dinini tanı bir güzel. Bak bakalım Rabbin ne diyor, elçisi Muhammed (sav) katılmış mı bir kez umutsuzlar kervanına?
Şimdi söyle bana Sevgili Okuyucum… Sokak ortasında taşlandın mı? Yollarına dikenler mi serptiler, tüm cihan düşman mı belledi seni? Yerinden yurdundan sürgün mü edildin, altı tane tertemiz evladını toprağa mı verdin?
Cevabın yüksek ihtimalle hayır olacaktır.
O zaman nedir bu karamsarlığının, umutsuzluğunun sebebi Sevgili Okuyucum, nedir? Seni Yaratan’ın yolunu göstereceğine olan inancının kaybolmasında sebep nedir?
Kapan şimdi gözyaşlarıyla o güzel secdene, dök içinde ne varsa tek tek. Göreceksin ki tek sığınağın Rabbindir.
Umudun Allah olursa, tüm kilitlerin çözülmesi için Allah yeter!