Namazların Sünnetleri
142- Namazların sünnetleri de vardır. Bu sünnetler,
namazların vaciblerini tamamlar. Onlardaki noksanlıkları giderir ve fazla
sevab kazanmaya sebeb olur. Sünnetlere riayet edip devam etmek Allah'ın
peygamberine sevgi alametidir. Bununla beraber bu sünnetleri terk etmek, namazın
bozulmasını ve tekrar kılınmasını gerektirmez. Fakat küçümsemeksizin
kasden terk edilmesi bir hata ve bir mahrumiyettir. Fakat sünnetin hak görülmemesi,
boş ve hikmetten uzak sayılarak küçümsenmesi, -Allah korusun- küfürdür.
Çünkü Sünnet de şer'î hükümlerden ve esaslardan biridir.
Namazlardan önce veya namazların içinde başlıca sünnetler
şunlardır:
1) Beş vakit namaz için ve cuma namazı için ezan okumak
ve ikamet etmek sünnettir. Şöyle ki: Vaktinde cemaatle yerine getirilen her
farz namaz için ezan ve ikamet sünnet olduğu gibi, kazaya kalıp da cemaatle
kılınacak farz namazlar için de sünnettir. Birçok namaz cemaatle kaza
edileceği zaman, bunlardan yalnız ilk kılınacak namaz için ezan okunur.
Sonra gerek bu namaz için ve gerek bunun arkasından kılınacak diğer kaza
namazları için birer ikametle yetinilir.
Kendi evlerinde yalnız başına namaz kılacak erkekler için
ezan ve ikamet müstahabdır. Gerek yolcular için, gerek cemaatle namaz kılacaklar
için ezan ve ikameti terk etmek mekruhtur.
Cuma günü şehirde bulundukları halde, özürlerinden
dolayı cuma namazını kılamayanlara, öğle namazını kılarlarken ezan ve
ikamet gerekmez. Kadınlar için de ezan ve ikamet sünnet değildir. Ezan ve
ikamet bahsine bakılsın!..
2) İftitah (başlangıç) tekbirini alırken elleri yukarıya
kaldırmak sünnettir. Şöyle ki: Erkekler ellerini, baş parmaklar kulak yumuşaklarına
değecek kadar, kadınlar da parmaklarının ucları omuzlarına kavuşacak
kadar ellerini göğüslerinin hizasına kaldırıp o vaziyette: "Allahü
Ekber" derler. Ellerin içleri kıbleye yönelik bulunmalıdır. Birbirine
karşı da bulunabilir.
(Üç İmama göre, erkekler de ellerini ancak omuzlarının
hizasına kadar kaldırırlar.)
3) Tekbir için eller kaldırılırken parmakların aralarının
zorlamaksızın biraz açık bulundurulması sünnettir.
4) İmam olan kimsenin, tekbirleri ve rükûdan kıyama
kalkarken "Semiallahu limen hamideh" sözünü ve
namazın sonunda her iki tarafa vereceği selamı ihtiyaç mikdarı aşikâre
yapması sünnet olduğu gibi, cemaatın da rükûdan kalkarken: "Allahumme
Rabbena ve lekelhamd" sözü ile tekbirleri ve selamı gizlice
yapmaları sünnettir.
Yalnız başına namaz kılan rükûdan kalkarken bunların
ikisini de söyler (*).
5) İlk tekbirden sonra namazın başında gizlice "Sübhanekâllahümme"
okunması, bundan sonra Fatiha'dan önce yine gizlice "Eûzü
Besmele" okunması ve diğer rekatlarda da Fatiha'dan önce
besmele çekilip Fatiha'ların sonunda amîn denilmesi sünnettir. Burada imam
ile cemaat ve yalnız başına kılanlar arasında bir fark yoktur. Yalnız
cemaat Fatiha'yı okumayacakları için "Eûzü Besmele" okumaları
gerekmez.
"Amîn" sözünün manası, dualarımızı kabul
et, demektir.
Her rekatta Fatiha'dan önce Besmele'yi okumak, sahih sayılan
bir görüşe göre vacibdir. Fatiha'dan sonra okunacak surelerin başlarında
Besmele okunmaz. Yalnız İmam Muhammed'e göre, sessizce kılınacak namazlarda
bu surelerin başlarında da besmele okunur. (**)
6) Namazda erkeklerin, göbeklerinin altında tutmak üzere
sağ ellerini sol elleri üzerine koyup sağ ellerinin baş parmak ve serçe
parmağı ile sol bileği kavramaları ve sağ elin diğer üç parmağını sol
kol üzerine uzatmaları sünnettir. Kadınların da sağ ellerini sol elleri üzerine
koyarak halka yapmaksızın göğüsleri üzerinde bulundurmaları sünnettir.
7) Namaz aralarında kıyamdan rükûa ve secdelere giderken
"Allahü Ekber" denilmesi, rükûdan kıyama kalkarken "Semiallahü
limen hamideh" denmesi, secdeden kalkıp yine secdeye giderken "Allahü
Ekber" denilmesi sünnettir.
8) Rükû ve secde tesbihleri, rükû halinde en az üç
kere: "Sübhane Rabbiye'l-azîm" denilmesi, secde
halinde de en az üç kere: "Sübhane Rabbiye'l-alâ" denilmesi
sünnettir.
9) Rükû halinde, erkeklerin ellerinin parmakları açık
olacak şekilde elleriyle dizlerini tutmaları sünnettir. Kadınlar bu halde
parmaklarını açık tutmazlar ve dizlerini kavramazlar, ellerini dizleri üzerine
koyarlar.
10) Bir özür yoksa, kıyamda iki ayağın arasını dört
parmak kadar açık bulundurmak sünnettir.
11) Ka'de (Tahiyyata oturuş) ve celse (secdeden doğrulup
bekleme) hallerinde erkeklerin sol ayaklarını döşeyerek üzerlerine
oturmaları ve sağ ayaklarını güçleri yettiğince kıbleye doğru
dikmeleri, kadınların da sol ayaklarını sağ taraflarına yatık
bulundurarak yere oturmaları sünnettir. Bu oturuşa "Teverrük"
denir.
12) Rükûda erkeklerin inciklerini dik tutmaları, kadınların
da dizlerini bükük bulundurmaları sünnettir. Bu halde erkeklerin sırtları
düz bulunur. Kadınların sırtları ise yukarıya doğru meyilli olur.
13) Secdeye varılırken önce dizleri, sonra elleri, sonra yüzü
yere koymak ve secdeden kalkarken de önce yüzü, sonra elleri dizlerin üzerine
koyduktan sonra dizleri yerden kaldırmak sünnettir. Buna güç yetmezse, el
ile yere dayanarak kalkılabilir.
14) Ka'delerde (Tahiyyatlara oturuşlarda) ve celselerde
(secdeler arasındaki bekleyişlerde) ellerin kıbleye yönelik olarak oyluklar
üzerine konulup dizlerin tutulması sünnettir.
15) Ka'delerdeki Teşehhüdlerde "La İlâhe"
denirken, sağ elin şehadet parmağı kaldınhp "İllallah"
denirken indirilmesi sünnettir. Bunu yaparken baş parmak ile orta parmak halka
edilip diğer iki parmak bükülmelidir. Birçok kimseler bu sünneti gereği üzere
yapamayacaklarından dolayı bunun terk edilmesini uygun görenler vardır.
16) Farz namazların, vitir namazının ve müekked sünnetlerin
son oturuşlarında, gayr-i müekked sünnetlerle diğer nafilelerin her oturuşunda
Tahiyyattan sonra Peygamber Efendimize Salat ve Selam okumak sünnettir. (***)
17) Bütün namazların son oturuşlarında Salat ve Selamdan
sonra iki tarafa selam vermeden önce dua edilmesi sünnettir. Bu dua, Kur'an-ı
Kerîm'in mübarek dua ayetlerinden biri ile yapılması veya bunlara benzer
bulunmalıdır. Kullardan istenebilecek şeyler hakkında olan: "Ya Rabbi!
Bana şu kadar para ver", şeklinde namazda dua edilmesi caiz görülmemektedir.
Namazların sonunda adet edinilen dua: "Rabbenâ âtina fi'd dünya
haseneten ve fi'lahireti haseneten ve kınâ azâbe'n-nar" (****)
18) Namazların sonunda selam verirken yüzün önce sağ
tarafa, sonra sola çevrilmesi sünnettir.
19) Sütre edinilmesi sünnettir. Şöyle ki: Sahra ve
benzeri açık yerlerde namaz kılan kimse, önünden başkasının geçmesini
umuyorsa sağ veya sol kaşının hizasına en az bir arşın boyunda secde
yerinin önüne kaim veya ince bir ağaç diker. Dikilemiyorsa, ağacı boyunca
uzatır veya önüne uzunlamasına böyle bir çizgi çizer. Enine yarım daire
şeklinde bir çizgi çizilmesi de caizdir. Direk ve sandalye gibi şeyler de sütre
işini görürler.
Cemaatle kılınan namazlarda yalnız imamın önünde sütre
bulunması kafidir. Namaz kılanın önünden geçilmesi edebe aykırıdır. Günahı
gerektirdiğinden bundan kaçınılması lazımdır. Namaz kılan kimse, önünden
geçmek isteyeni engellemek için "Sübhanellah" diyebilir. Eli ile, gözü
ile yahut başı ile hafifçe işaret edebilir. Sütrenin bulunması, namaz kılanın
dağınık düşüncelerini kaldırıp ibadet için bir araya toplamaya ve gönlünü
bir çerçeve içinde tutmaya yardımcı olur.
(*) Birinci sözün anlamı: "Yüce Allah
kendisine hamd edenin hamdini işitti." İkincinin anlamı: "Ey
Rabbimiz! Hamd da sana mahsustur."
(**) Sübhaneke'den maksad:
"Sübhanekallahümme ve bihamdike ve tebarekesmüke
ve Tealâ ceddüke ve la ilahe gayrük", cümlesidir.
Anlamı: "Ey Allah'ım! Seni tesbih ve tenzih ederim,
sana hamd ve övgüde bulunurum. Senin kutsal ismin mübarektir. Senin azamet ve
celalin pek yüksektir. Senden başka hak mabud yoktur."
"Eûzü" den maksad da: "Eûzü Billâhi
mineşşeytanirracîm" demektir. Anlamı şudur: "Allah tarafından
kovulmuş olan Şeytan'ın kötülüğünden Yüce Allah'a sığınırım."
Bu sığınmaya "Teavvüz" denir.
(***) Bu Salat ve Selâm şu şekilde okunur:
"Allahümme salli alâ seyyidina Muhammedin ve
alâ ali seyyidina Muhammed. Kema salleyte alâ seyyidina İbrahime ve alâ ali
seyyidina İbrahime. İnneke hamîdün mecid. Ve barik alâ seyyidina Muhammedin
ve alâ ali Muhammed. Kema barekte alâ seyyidina İbrahime ve alâ ali
seyyidina İbrahim. İnneke hamîdün mecîd."
Anlamı: "Ey Allah'ım! Efendimiz Muhammed' e ve
efendimiz Muhammed'in ailesine rahmet et (onların şerefini yücelt). Efendimiz
İbrahime ve onun ailesine rahmet ettiği gibi. Şübhesiz bütün hamd ve övgü
sanadır, büyüklük ve yücelik sana mahsustur. Efendimiz Muhammed'e ve onun
ailesine bereket ver. Efendimiz İbrahime ve onun ailesine bereket verdiğin
gibi. Şübhesiz bütün hamd ve övgü sanadır, büyüklük ve yücelik sana
mahsustur."
(****) "Ey Rabbimiz! Bize dünyada bir güzellik, ahirette de bir güzellilk
(iyilik ve mutluluk) ver ve bizi ateş azabından koru", demektir.