HİLFÜL'L-FUDUL'UN İYİLİĞİ
İslâm öncesi bir tarihte
Arabistan'da Fadl isimli üç kişi bir araya
gelerek, 'zalime karşı mazluma yardım etmek, aralarında adaletli hakim
kılmak' üzere yeminli sözleşme yapmışlardı. Zamanla unutulan bu faydalı
teşkilat, Peygamber s.a.v.'in gençliğinde toplumda görülen bazı
haksızlıkları
önlemek için, Kureş'in bazı ileri gelenleri tarafından bir vesileyle
yeniden
kurulmuştu. İlk kurucularının isimlerine uygun olarak da 'Fadılların
-veya
fazilet sahiplerinin- yemini' anlamında 'Hilfü'l-Fudûl' adını
vermişlerdi.
O zaman yirmi yaşlarında olan Rasul-i Ekrem s.a.v. de bunun bir
üyesiydi.
Etkili bir sivil toplum örgütü
olan Hilfü'l-Fudûl'ün amacı ise 'Mekke'de
zulüm ve haksızlığa uğramış hiç kimse bırakmamak, mazlumun hakkı
alınıncaya
kadar zalime karşı mazlumla beraber olmak' şeklinde belirlenmişti.
Hilfü'l-Fudûl'ün faaliyet
günlerinde, Has'am kabilesinden bir adam kızını
da alarak Mekke'ye gelmişti. Kızı dikkat çekici güzellikteydi. Mekke
eşrafından
Nübeyh b. Haccac onu görünce, babasının elinden zorla çekip kaçırdı.
Has'amlı
şahıs:
- Bu adamı bulup yanıma
getirecek kimse yok mu? diye bağırıyordu.
- Git de derdini
Hilfü'l-Fudûl'a anlat, dediler. O da Kâbe çevresinde:
- Ey Hilfü'l-Fudûl mensupları!
Yetişin imdadıma! diye feryat etti.
Örgüt üyeleri kılıçlarını
sıyırıp, her yandan koşarak geldiler.
- İşte geldik, ne oldu sana?
dediler.
- Nübeyh bana zulmetti, kızımı
elimden zorla çekip götürdü, diye şikayetlendi.
Hilfü'l-Fudûl üyeleri hemen
adamla birlikte Nübeyh'in evine gittiler,
kapısına dayandılar. Nübeyh dışarı çıkınca ona çıkıştılar:
- Yazıklar olsun sana! Sen de
bilirsin ki, biz haksızlıkları önlemek
için sözleşme yapmışızdır. Çabuk çıkar kızı!
- Başüstüne. Fakat bu gece
olsun kızdan faydalanmama izin verin...
- Olmaz! Vallahi bir an bile
müsaade edemeyiz!
Çaresiz kalan Nübeyh, kızı
çıkarıp teslim etti.