Hz. Ömer
(r.a.). Halife... Devlet Başkanı.... Sık sık kıyafet değiştirerek
halkın arasına girer. Bir gece dolaşırken şehrin dışında küçük bir ışık
pırıltısı görür. Mutlaka orada bir yaşayan vardır diyerek, ışığın
parladığı
yere ulaşır. Bakar, orada yaşlı bir kadın, üç çocuğu ile eski bir
çadırda
barınmaktadır.
Çocuklar :
- Anne açız... Yemek...
İhtiyar kadın çömleğin içine doldurduğu su ve bir kaç taşı
karıştırırarak:
- Şimdi pişer, sabredin çocuklar.
Hz.Ömer (r.a.) selam vererek:
- Çocuklar neden ağlıyor?
Kadın:
- Yoksuluz evladım. Kimsemiz yok. Bugün yiyeceğimiz kalmadı. Çocuklar
açlıktan ağlıyor. Ne yapacağımı şaşırdım. Çömleğe su ve taş koyup
karıştırıyorum
ki onları avutup susturayım. Halife bizim halimiz görmüyor. Allah'ın
huzurundfa
ondan davacı olacağım.
Hz.Ömer (r.a.) duygulanarak :
- Siz Halifeye söylemezseniz sizin bu halinizi nereden bilecek?
Kadın :
- Halife, idaresi altında bulunanların hallerini soracak, ihtiyaç
içinde
kıvrananların yardımına koşacaktır. Yoksa Allah ondan bu perişan
halimizi
sorar.
Bunun üzerine Hz.Ömer (r.a.) pür telaş Medine'ye dönüp bir çuval un
ve bir miktar yağ alıp bizzat kendi sırtıyla taşır. Sonra hemen sıcak
bir
çorba hazırlatıp çocuklara yedirir. Daha sonra onların huzur içinde
uyuduklarını
görünce Allah'a hamdeder.İhtiyar kadına kendisinin Halife olduğunu
bildirir
ve onu Beytülmal'dan maaşa bağlar.