Bir zamanlar
vâlilik yapan birisinin
çok güzel bir bahçesi vardı. Rengârenk çiçeklerle donatılmış, tam bir
zevk
ve sefâ yeriydi. Bir gün vâli, bu bahçeye geldi. Vâli, bir bahane ile
kadının
kocası olan bahçıvanı, bir iş için dışarıya gönderdi. Kadına da dedi ki:
-Bahçenin kapılarını kapat. Hiç
bir kapı açık kalmasın!
Kadın, akıllı ve namuslu idi. Vâlinin
kendisine kötü niyet taşıdığını anladı. Gidip bir ağacın arkasına
saklandı
ve biraz sonra gelip dedi ki:
-Kapıları kapattım. Yanlız bir tanesi
kaldı. Onu kapatmaya gücüm yetmiyor. Ne kadar uğraşsam da kapatamıyorum.
-O, hangi kapıdır?
-Bu kapı, Allahü teâlânın (Basir)
sıfatıyla bizi gördüğü kapıdır. Vâli, bu sözü duyunca, pişman olup
tövbe
etti. Bir daha aklına böyle kötülükler getirmemek için, Allahü teâlânın
sevgili kullarından birinin bulunduğu yere gidip, onun sohbetinde
yetişti.
Allahü teâlânın sevgili kullarından biri oldu.
Basir : Her şeyi gören.
Allah her şeyi, herkesin
yaptığını
görür. Onun görmesine hiç bir şey engel olamaz. Allah'ın,
kalpteki fısıltıları,
beyindeki oluşumları, fikirdeki gizliliklei, kalplerdekini,
zifiri
karanlık bir
gecede kapkara bir taşın üzerinde
yürüyen simsiyah bir karıncayı ve çıkardığı sesi görür ,
duyar, bilir. İbadette ihlas,
kulun Allah'ı görmemesine rağmen, Allah'ın onu gördüğünü
bilmesi ve onu görür gibi
ibadet etmesidir.
|