Genç durumu
sonunda rahibe de iletir.Rahip:
- Sihirbazdan korktuğunda, "Evimizdekiler
alıkoydu", ailenden çekindiğin zamanda "Sihirbaz bırakmadı" dersin. Bu
hal üzerine epeyi zaman gidip gelir genç. Bir gün önünü yırtıcı bir
hayvan
keser ve kendi kendine:
- Sihirbaz mı daha üstün, yoksa
rahipmi bugün öğreneceğim.
Bir taş alır ve:-
- Ya Allah, ihtiyarın işi, sana
sihirbazın işinden sevimli ise şu hayvanı öldürüver, der. Taşı atar ve
vahşi hayvan ölür. Durumu olduğu gibi rahibe anlatır. Rahip:
- Bugün sen benden üstün haldesin.
Eğer bir belaya uğrasan, benim ismimi söyleme..
Delikanlı
bir çok hastalığa şifa
verir hale gelir, körlerin gözlerini açar. Padişahın kör bir arkadaşı
da
bunu duyar ve bir çok hediyeyle beraber gencin yanına gelerek:
- Gözlerimi açarsan, bu hediyelerin
hepsi senindir, der. Delikanlı:
- Ben kimseye şifa veremem. Şifayı
ancak Allah verir. Eğer Allah'a iman edersen, Allah'a dua ederim, O da
sana şifa verir.
Hasta derhal iman eder. Gözleri
açılır. O sevinçle hemen padişahın yanına gider. Padişah sorar:
- Gözlerinin görmesini kim sağladı?
- Rabbim.
- Senin benden başka bir Rabbin
mi var?
- Benim Rabbim de senin Rabbin de
Allah'tır.
Hükümdar kızar, işin aslını öğrenen,
delikanlının ismini alana kadar işkence ettirir. Genç hemen huzura
getirilir.
Padişah:
- Sihrin körleri bile iyileştirecek
seviyeye ulaşmış, herkese şifa veriyormuşsun.
- Ben hiçbir derde şifa veremem,
şifayı anacak Allah verir.
Padişah, delikanlıya da rahibin
ismini verinceye kadar işkence eder. Rahip huzura getirilir.
Padişah:
- Dininden dön.
Rahip de teklifi rededer. Derhal
başı kesilir. Delikanlı getirilir, "Diniden dön" teklifini rededer.
Padişah
onu yakın adamlarına vererek:
- Onu falan dağa götürün, dağın
tepesine çıkarın, dininden dönerse serbest bırakın, yoksa aşağı atın,
der.
Yola girerler. Uzun ve yorucu
bir günün sonunda dağın tepesine ulaşırlar. Genç:
- Allahım, nasıl dilersen beni onlara
karşı sen koru, diye dua eder.
Dağ sarsılır. Delikanlının dışında
hapsi yuvarlanıp gider. Delikanlı döner Padişaha gelir. Hükümdar
sorar:
- Seninle beraber gidenlere ne oldu?
- Allah beni onlara karşı korudu.
Padişah bu sefer onu bir başka gruba
teslim etti ve:
- Bunu bir gemiye bindirin, denizin
ortasına getirin ayağına taş bağlayın, dininden dönerse serbest
bırakın,
yoksa denize atın, der.
Genç:
- Allahım, nasıl dilersen beni onlara
karşı sen koru, diye dua eder.
Gemi onlarla beraber alt üst olur.
Delikanlının dışında hepsi boğulur. Döner. Padişah:
- Seninle beraber gidenlere ne oldu?
- Allah beni onlara karşı korudu.
Sana emrettiğimi yapmadıkça beni öldüremezsin.
- Nedir o?
- Halkı, geniş bir meydana toplayacaksın,
beni de hurma dalına asacaksın. Sonra ok torbamdan bir ok al,
yayın
tam ortasına yerleştir, daha sonra bağırarak "Delikanlının Rabbi olan
Allah'ın
adı ile" de, sonra at. Sen, böyle yaptığın takdirde beni
öldürebilirsin,
dedi.
Halk meydana
toplanır. Denildiği
şekilde yapılır. Ok atılır. Delikanlı ruhunu teslim eder. bütün bunlara
şahit olan halk:
- Delikanlının Rabbine iman ettik,
derler.
Padişahın adamları gelerek:
- Çekindiğin oldu, halk iman etti.
Padişah:
- Hemen hendekler açın. İçinde ateşler
yakın. Kim dininden dönmezse ateşe atın.
Emir yerine getirilir. Sonunda kucağında
çocuğu ile birlikte bir kadın gelir, ateşe düşmemek için bir an durur,
sendeler.
Kucağındaki çocuk dile gelir:
- Ey anneciğim sabret. Çünkü hak
din üzerinesin.
...ve çocuğun konuşmasıyla beraber....