Köyün birinde, yaşlı bir amca yaşarmış. Köyden uzak bir tarlası, tarlasının tam ortasında kurumuş bir ağacı varmış. Tarla dediğime bakma. Ne yol varmış gidecek ne de su varmış bir yudum içecek. Her gün eşeğinin heybesine bidonlarla su yükleyip dar ve kayalıklı yollardan geçerek tarlasını sular, sonra kurumuş ağacına su verip geri dönermiş. Köylüler sürekli bu amca ile dalga geçer, “Eşek meyve verdi de senin ağacın bir çiçek bile açmadı” diye gülerlermiş. Yaşlı amca hiç aldırış etmez, sabah ezanında yüklediği suları tarlasına götürür, akşam ezanında da geri dönermiş. Bir gün eşeğin heybesine buğday tohumu yüklemiş. Bunu gören köylü vazgeçer mi, hemen başlamışlar konuşmaya. “Eşek meyve vermekten bıktı da sen hâlâ bıkmadın” demişler. Amca yine aldırış etmemiş, aradan aylar geçmiş ve öyle bir kıtlık yaşanmış ki un yapacak buğdayları kalmamış. Yaşlı amca ise hâlâ tarlaya gidiyor ve akşamları elinde buğdaylarla dönüyormuş. Bir gün köylüler merak etmişler ve toplanıp tarlaya gitmişler. Gördüklerine inanamamışlar. Tarlanın ortasında duran ağaç yeşermiş, yaşlı amca ise altında namaz kılıyormuş. Usulca yanına gitmişler ve sormuşlar, “Bu nasıl olur?” diye.
Yaşlı amca gülümsemiş, sonra da gözlerini alabildiğince uzağa dikerek, “Ben tohum ektim, onun için çaba gösterdim. Çabam bittikten sonra sabrettim ve hiçbir zaman pes etmedim. Buğday ise tohumdan filize döndü, su verdim yeşile döndü, büyüdü ve Allah’a boyun eğdi. Siz emek vermeden Allah’ın size
nimet vereceğini mi düşündünüz de gelip bana buğday nasıl oldu dersiniz?” demiş.
Ne güzel demiş Mevlana; “Sabır öyle bir iptir ki; sen kopacak sanırsın, o gittikçe güçlenir. Sen bitecek sanırsın o gittikçe çoğalır.”
İnsanın dünyaya gelişinden ölümüne kadar zorluklar yaşayabilir bu zorlukların üstesinden gelmek için herkes farklı şeylerle atlatmaya çalışabilir. Bu durumlarda telaş göstermeden sukûnetle beklemek ve “Her zorluğun yanında bir kolaylık vardır.” (İnşirah 94/5) ayeti unutulmamalıdır.
Kur’an’da pek çok ayette de sabır ifadesi geçmektedir. Alenen ve ısrarla sabırlı olunmasını açıklayan ayetlerde vardır.
Bela ve başımıza gelen musibetlere dayanmak ve Allah’tan yardım dileyerek O’ndan gelecek en güzel müjdedir “Sabır.”
Bakara (2,153) “…Allah sabredenlerle beraberdir.” Peki biz ne kadar sabırlıyız hemen her şeyin olmasını istemek ve olmayınca inkara gitmek galiba çağımızın hastalığı. Sabahları uyanır uyanmaz dünya nimetlerine hayvanı bir istekle bakıp ona kazanmaya kilitlenmiş para, şöhret ve buna benzer şeytanı isteklerimizin avcısı olarak “Sabrederek kazanmayı” hep kenarda bırakıyoruz.
Dünya için ahiretimizi belki de bu yüzden ayaklar altına alıyoruz. Teslimiyeti bir kenara bırakıp aceleciliğin kölesi olarak nefsimizin oyuncağı oluyoruz.
Ah insanoğlu, sabrı çok beceremezsin bu kadar çabuk bakarken her şeyden o anda kalmak bile istemezsin ana bilsen ki sonunda ki mükâfatı o andan çıkmaz bile istemezsin.
Ne demiş Yunus Emre’m, “Her dem yeniden doğarız / Bizden kim usanası” sözünün sırrına eren sabrı da bulmuş demektir.