“Selamun aleyküm, ey aşkın ilk resmedildiği mekân! Sana ‘nasılsın’ diye sorma gafletine düşmeyeceğim. Fert olmanın coşkusu var içimde, ancak cem olunamamanın verdiği hüzün ile bitap düşmüş yüreğim, ellerimdeki kelepçenin anahtarı olamadı maalesef. Saat zulmü yedi geçe, yedi başlı canavar yaslanırken Celal esmasının fermanına, kırık bir kalp nasıl olur da kardeşleri cehennemi yaşarken cennetin çiçeklerini koklayabilir?
Sana birkaç satır yazma cesaretini veren Rabbim elbette ki umursanmazlıkların coğrafyası olan masum kadınlar ve çocukların yüreklerinde çakılı olan ulu dağların eteklerinde Cemal esmasının da tecellisine şahit kılacaktır beni. Hakikat deryasının gerçekleri olan siz mümin ve müminelere seslenmek istiyorum…
“Ey Aksa’nın müminleri! Sizin feryadınız, gök kubbenin en yüksek noktasına kadar yükseliyor. Her bir gözyaşınız, Rabbin katında bir şahitlik ediyor. Sizin sabrınız, imanınız, bütün dünyaya bir ders oluyor. Unutmayın ki, zulüm sonsuza dek sürmez. Zafere giden yol, mutlaka sabırla döşelidir.
Ey Gazze’nin gülleri! Bahçeleriniz harap olsa da, ruhlarınız hâlâ bahar kokuyor. Sizin masumiyetiniz, zalimlerin vicdanlarını dağlıyor. Bir gün mutlaka, bu zulmün hesabı sorulacak. Sizin kanlarınız yerde kalmayacak. Her damla gözyaşınız, zalimlerin tahtını sarsacak.
Ey yıkılan evlerin duvarları! Siz, şahitlik ediyorsunuz bu zulme. Her bir taşınız, birer feryat figanı. Ama unutmayın ki, enkazların arasından umut filizlenir. İnşallah, yaralarınız sarılacak, evleriniz yeniden yapılacak.
Ey Aksa’nın minareleri! Sizin ezanlarınız, hâlâ göklere yükseliyor. Her bir kelime, bir direniş çağrısı. Sizin sesiniz, bütün dünyaya duyulsun. Zalimler bilsin ki, sizden vazgeçmeyecekler.
Ey Gazze’nin çocukları! Sizin masumiyetiniz, kalbimi parçalıyor. Oyuncaklarınız yerine bombalar, yuvalarınız yerine enkazlar kaldı. Ama unutmayın ki, siz geleceğimizsiniz. Sizin gözlerinizdeki ışıltı, bir gün bütün dünyayı aydınlatacak.
Ey Aksa’nın kadınları! Sizin sabrınız, hayranlık uyandırıyor. Zorluklar karşısında dimdik duruşunuz, bütün kadınlara örnek oluyor. Sizin fedakârlığınız, unutulmayacak.
Ey Aksa’nın müminleri! Bir gün mutlaka, özgürlüğünüze kavuşacaksınız. Zalimlerden hesap soracak, haklarınızı alacaksınız. O gün, bütün dünya sizin zaferinizi kutlayacak.
O an geldiğinde, adaletin güneşi doğacak ve Gazze’nin sokakları yeniden çocuk sesleriyle yankılanacak. Bugün, bombaların gölgesinde büyüyen çocuklar, yarının umut dolu gençleri olacaklar. Yıkıntıların arasında filizlenen her bir çiçek, hayatın ve direnişin sembolü olacak. Zira her gece ne kadar karanlık olursa olsun, sabahın ışığı mutlaka doğacaktır.
Gazze’nin anneleri, her bir gözyaşını sabrın ve metanetin nişanesi olarak dökerken, onların duaları göklere yükseliyor. Bu dualar, en kudretli orduların bile kıramayacağı bir güçtür. Çünkü bir annenin yüreğindeki evlat sevgisi, dünya üzerindeki en güçlü kuvvettir. İşte bu yüzden, her bir masum kayıp, zalimlerin sonunu getirecek bir başlangıçtır.
Yıkılan evlerin, harabeye dönen sokakların arasında bile, umut hep canlı kalır. Çünkü iman eden yüreklerdeki inanç, en çetin sınavlarda bile sarsılmaz. Gazze’nin her bir köşesinde yükselen bu umut, bir gün tüm dünyayı aydınlatacak. O gün geldiğinde, zalimler yaptıklarının hesabını verecek ve adaletin terazisi doğru tartacak.
Al-Aksa’nın minarelerinden yükselen ezan sesleri, direnişin ve özgürlüğün yankısıdır. Bu kutsal mâbed, asırlardır süregelen bir davanın sembolüdür. Ey Kudüs, ey Al-Aksa! Sizin gölgenizde yetişen her bir evlat, adaletin ve barışın neferi olacak. Çünkü onların yüreklerindeki iman, en çetin zorluklara karşı dimdik durmayı öğretir.
Gazze’nin şehitleri, cennetin en güzel köşelerinde Rabbimizin misafirleridir. Selam olsun Gazze’nin yiğit evlatlarına, selam olsun Al-Aksa’nın gölgesinde direnenlere. Bizler, her zaman sizinle birlikteyiz. Kalplerimizdeki iman ve dualarımızla, sizin yanınızdayız. Allah’ın adaleti er ya da geç tecelli edecek ve o gün geldiğinde, Gazze’nin sokakları barışın ve huzurun mekânı olacak.
Rabbim, bizlere bu yolda sabır ve metanet versin. Dualarımız Gazze’nin ve tüm mazlumların üzerinedir. Bir gün mutlaka, bu zulüm sona erecek ve adaletin güneşi doğacak. O gün geldiğinde, tüm dünya Gazze’nin direnişine ve cesaretine hayranlıkla bakacak.
Ey Rabbim! Gazze’deki kardeşlerimizin yaralarına merhem ol. Onlara sabır ve metanet ver. Zalimlerin tuzaklarını boz. Onları kahhar isminle cezalandır. Âmin.”
Ey Gazze, ey Al-Aksa! Bizler, her nefesimizde sizi anıyor, dualarımızda sizler için umutlar besliyoruz. Direnişinizden ve imanınızdan aldığımız ilhamla, sonuna dek yanınızdayız. Bir gün, adaletin ve barışın hüküm süreceği o gün mutlaka gelecek. Selam olsun size, selam olsun direnişin ve sabrın en kutsal topraklarına.
Dualarla ve umutla…