Site icon İslam & İslamiyet – Kevser.Org

Filistin, İnsaniyet ve Samimiyet Terazimiz

Evet, değerleri arkadaşlarım. Başlıktan da gördüğünüz üzere samimiyet terazimizin bacakları çatırdamaya başladı maalesef. Etrafımızda yada uzak diyarlarda olan iyi veya kötü her olaya teknolojinin de vesileyle şahitlik ediyoruz. Kendi vatan topraklarımızda zor durumda olan ya da kardeş topraklarımızda ya da Müslüman coğrafyasında akla hayale bile sığmayan zorluklarla mücadele eden kardeşlerimiz karşısında acaba kaçta kaçımız samimiyet maçında galip çıkar.

Bizler başkalarının yarasına merhem olmak için kendinden geçen bir milletin torunları değil miydik? Hâlbuki daha bir asır evvel Çanakkale harbinde kendisi yaralı olduğu halde düşmanın yarasını, cebinde eşinin ve çocuklarının resmini gördüğü için saran bir ecdadın torunları değil miydik? İçinde bulunduğumuz asır, ülkemiz içinde ve dışında çok fazla kötü olaylara ve hazin sonlara şahitlik etmişken samimiyet derecemiz bireysel ya da toplumsal olarak niye bu kadar düşüyor, önce bunun tahlilini yapmak gerekiyor aslında. Yoksa Avrupa’yı saran ahlaki, kültürel ve dini yozlaşma bizde de mi tezahür olmaya başladı?

Ya da yabancı özentiliğimiz dini ve tarihî değerlerimizin önüne mi geçmeye başladı? Cevabı mutlaka kişiden kişiye değişecektir. Lakin bize çok da uzak olmayan hem milli hem de dini bağımızın bulunduğu bir yer olan, bize sadece 742 km. uzaklıkta bulunan Filistin’in durumu hepimizin malûmudur. Türlü katliamlar, işkenceler, tecavüzler ve aklınıza daha ne gelirse… Üstelik bu İsrail illetinin vakti zamanında gemilerle Filistin’e geldiklerinde lütfen bize zarar vermeyin pankartıyla geldiği yine hepimizin malûmudur. Kaba tabirle Adolf Hitler tarafından sabun yapılan, gaz odalarına sokulan bu topluluk şimdi de çocukların ve bebeklerin kanına girmekte üstelik bunu da dini bir görev gibi göstermektedir.

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin olduğu bir dünyada, üstelik İsrail’i destekleyen ülkelerin de bu çocuk hakları sözleşmesinin tarafı olmasına rağmen, hâlâ Yahudilerin örümcek ağının ne kadar geniş olduğunu anlamamak yine bir akıl tutulmasıdır.

Tarihi durumlara çok fazla girmek istemiyorum, fakat günümüzde bu topluluğun beslediği ya da beslendiği güruhlar alenen belli olmakla birlikte bazılarını da içimizde barındırıyoruz. Boykot çağrısı olduğunda bu güruh hemen harekete geçmiş, sosyal medya, ekonomi ve daha nice çeşitli kanallar yoluyla İsrail’i ve ona giden tüm kaynakları savunmaya başlamıştır. En basit örneği olan Coca-Cola. Her yerde marketlerde, alışveriş merkezlerindeki bu yerler, örneklerle çoğaltılabilir. Fiili dünyada esnafa satma, müşteriye de almayın, bakın bu ürünler Yahudi malıdır. Bunlar mermi olarak Müslümanları öldürüyor diye söylendiğinde verilen cevaplar hep “AMA” ile başlıyor maalesef. Sebep ya da sonuç ne olursa olsun bu AMA’lara sığındığımız her vakit, bizden her defasında bir parça daha koparıyor olacaklar, hem de biz farkına bile varamadan…

Hâlbuki iki cihan serveri İslam dininin peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.), namazda secde halindeyken başına çıkan çocukların inmesini bekleyecek kadar merhametli bir hâl tavır göstermiştir. Düşmana mücadele konusunda da her daim dirayetli olmuştur.

Neyse ki ülkemizde, Müslüman olan ve Müslüman olmayan ülkelerde samimiyet esaslı ve insan gözüyle bakabilen karakterli şahsiyetler var. Neyse Dünya’da büyüklerin olduğu kadar gençlerimizin içerisinde de bilinçli, sorgulayan ve menfaat gütmeden hareket eden bir nesil halâ var ve çok şükür giderek çoğalmaktalar. Zulüm altında dahi olsalar bir neslin çoğalmasına sebep olan Filistin halkına çok teşekkür ediyoruz…

Her ne olursa olursa Mescid-i Aksa ve Filistin meselesinde fikri ve fiili mücadelemiz ilelebet devam edecektir…

Exit mobile version