Sessizliğe hapsedilmiş bir ümmetin içinde,
Filistin’e kanayan derin bir kalbim,
Çaresiz kalıyor semaya kalkan kollarım.
Ruhum ölü, zihnim kör, vicdanım çoktan sağır…
Küçücük ellerin çığlıkları içinde sokaklar,
Yıkılmış hayallerin içinde yenileniyor acılar, feryatlar.
Kan içinde toprak, ateşlenmiş top, bombalar içinde…
Ruhum ölü, zihnim kör, vicdanım çoktan sağır…
Bakışlarıma saklandı gözyaşlarım.
Yanıyor insanlar bu fani dünyada.
Ya Rab, senden ister, senden dileriz…
Ruhum ölü, zihnim kör, vicdanım çoktan sağır…
Hangi kalemin ömrü yeter ki içimizdeki acıyı anlatmaya?
Başka gülüşleri vardı, ıslak yanakların altında gizli…
Yaşanılanlar bulanık bir su gibi acı veriyor.
Ben susarak ezberliyorum, yazarak anlatamıyorum…
Ruhum ölü, zihnim kör, vicdanım çoktan sağır…
Boşlukta kırık bir dal yüreğim, kederiyle sallanan.
Konuşamam, sesim kayıp şehirlerin içinde saklı.
Anlatacak başka acılarım da yok.
Bir Müslüman olarak utanıyorum…
Ruhum ölü, zihnim kör, vicdanım çoktan sağır…
Eskiden sadece kışlar soğuktu, şimdi ise yürekler.
Kalabalığın içinde kimsesiz hissettiğim bir toplum.
Öyle bir savaş ki, yüreğim kan ağlıyor…
Ruhum ölü, zihnim kör, vicdanım çoktan sağır…