Ben ki kuşların nağmeleriyle sevinen ve bahar mevsimini hoş telâkki eden bir kimseydim. Dünya nimetine iltifat eder ve arzulardım, bundan dolayı da gönlümün Allah sevgisinden mahrum kaldığını bilmezdim.
“Keşmekeşler içindeyim aczim garîb mevzûm garîb,
İntizâm ver cismime resmim garîb besmim garîb.”
Halim nicedir ve nice olacaktır diye sersefil bir haldeyim. Bu sefil dünya lehine hiçbir arzum yok, benim bütün meylim sanadır Allah’ım (c.c)!
“Vukû’ bulunca gönlümde Mansûr’un âh u figânı,
Ben bir serzenişim inleyen bir derbeder kimsesiz bir garîb.”
Tevbe ettim, sabır kuyusunda bir hayli vakit durmaktayım, zühd ve takva ile Allah’ın huzurunda temelli kalmaktır niyetim, havf ve recâ gibi makamlarına yükseltmektir bütün emelim.
“Sâzendeyim raks-ı endâmınla bir hoş olur tamburam,
Ayrı kalınca rûhum bir ney gibi nalân garîb.”
Bu dünya adına elimden her şeyimi aldın Rabbim ama bana aşkını nasip ettin, beni kendine râm eyledin. Sen beni kendine râm eylemeseydin benim halim nice olurdu. Zindan içinde bir zindan, kafes içinde bir kafes, virane içinde bir viranede olurdum. Ufkum Sen’inle şulelendi, ruhum Masivâ’ya yükseldi.
“Sen Şehrazât’ın dilinde ‘aşk diyârı sultânısın binbir gecenin,
Virâne gönlüme gel, Mihmânım ol şenlensin bu kul garîb.”
Ey Allah’ım! Ben sana bağlandım. Gönül endâmı ile dirildim adeta. Ruhum vuslatını arzuluyor. Bu garip dünyanın, garip hallerine aldanmaktan kör olmuştum oysaki. İbret almak isteyene bu ne büyük bir müjdedir.
Ey gülrû! Bülbül gülşende figân ile nazâr ederken sana,
Gördüğünü göremezler Leylâ’da, diyâr diyâr gezer Mecnûn garîb.
Ümidim korkuma esir düşüyor, korkularım ümidimin önünde perişan. Ey Allah’ım aşkına âmâdeyim, rahmetine muhtacım, ilmine nâzırım, Sen (c.c) korkularıma ümidini pâyidâr kıl.
Meyleder sana mahlûkât-ı beşerî sen âlem-i zişânsın,
Cümle melekût seninle haşrolur ben insanım bir fâni bir garîb.