17 C
Bursa
23 Kasım 2024 Cumartesi
spot_img
Ana SayfaGenelGönül Denilen Dergâhta

Gönül Denilen Dergâhta

İnsan dediğimiz varlık, hiç mi aramayacak, sormayacak, peşine düşmeyecek? “Rabbim kimdir? Beni neden yarattı? Benden ne istiyor? Neyi yapmam gerekiyor? Ben neyi yapıyorum” diye sorular sorarak hiç mi Rabbine ulaşmayacak? Hep kendi karanlığında mı kalacak? Aydınlığa, nura hiç mi ulaşmak için çaba gayret sarf etmeyecek? İnsan olan neyi, nasıl eylesin? Kötülüğe bir hoşluk eklemesin mi? Gönül denilen dergâhta Hakkın ziyareti ile nurlanırken onu neden dikenlerle kaplayarak Hakkın emrine ulaşmak için bazı şeyleri terk etmesin diye kendime çok sordum… Önce kendime sordum, aramakla yolculuğa çıkarken yolda durarak yola engel olanlara sordukça hiçbir şey anlamadan boş gözlerle bakana ve hoş geldin diyerek sarılana rast geldim. Sarılan sarılınca diğer yarım tam oldu, tamamlayan Rabbimdi şükürler ettim, anlamayan için acıdım, anlaması için Rabbime dualar ettim.

Parayı arayanla yolculuk ettim, kendimi de bu yolda gördüm ve Rabbim, “Kulum” deyince ayetinde hitabın bana olduğunu anlayarak günlük rızkımı veriyor Rabbim, bunu bildim. Param çok olsa da, olmasa da olur dedim, başka bir yola, Hak Rabbim’in yoluna döndüm. Lakin günahlarım çokken tövbe kapısında bekledim, hala beklemekteyim, çünkü günahım çoktu… Renkten renge girdim, çünkü daha öncesinde bulmak için renkten renge girmemiş siyah gönlümün karasıyla dolaşmış, onu hoşlukla içini, kenarını, başını, sonunu, renklendirmemiştim ki ben… Hep canımı sıkmıştım, beni sıkan dünya sanmıştım, benmişim gereksiz işlerle kendi canını sıkan… “Neden hep boş olanın peşindeyim, bunu benden kim istiyor?” diye sordum, yanlış fikirler ve nefsimle şeytan olduğunu anladım. Bazen kurtuldum, bazen kurtulamadım, baş aşağıya düşerek yuvarlandım, toza toprağa belendim. Koştum Rabbime, tövbe kapısında durdum bekledim. Rabbim; “Kulum geldin mi?” deyince secdeye kapandım, gözyaşlarımın seline kapılarak şükürler ettim O’na…

Bulanlar ve varanlar olarak vardığımı ve bulduğumu sanırken yine karıştım toza, toprağa. Toza, toprağa karıştıran Rabbime şükür ettim, düzelttim kendimi, silkeledim tozu, toprağı devam ettim. Zaten topraktan yaratılmıştım, özümle az beraber oldum, özüme döndüm. Yoluma çıkarak saranların neşesi ile neşelendim, bulamazsam demedim, çünkü Rabbim bulmamız için bizi yaratmıştı… Bulunmaz olsaydı bizi bu âlemde yaratmaz, diğer âlemde yaşayarak Âdem (a.s.) babamızın şeytana musallat olmadan o şeytanı orada zincirlere vurarak kalmasını ister, Rabbimiz olarak bilinmesine gerek kalmadan, “Rabbinizim” der bizim de kal-u beladan “Evet Rabbimizsin” dediğimiz o günle kalır ve bu dünyaya gelmezdik ve imtihanımız da olmazdı…

İşte öteki âlem vatanımız, o âlemden bu âleme gönderildik. Vatanımızı kaybettiğimiz değil yolunu arayarak, Rabbimizi bularak devam etmek olduğunu geç anladım, kaybettim mi? Rabbim bilir, kime göre kazandım ve kaybettim, Rabbim bunun izahını gül kokulu Resulü ile bildirmişken… Ruhuma üflenen bu olamaz dedim, çünkü ben kendimle kaybolurken nasıl bulacaktım ki? Yoksa kaybetmeden değeri bilinmiyor muydu, bulunmuyor muydu acaba? Bana kalırsa böyle miydi? O andan itibaren bana göre olan ne varsa terk ettim, lakin hala peşimde çoğunu terk edemedim, farklı olana yöneldim, Rabbimi buldum. Lakin nefsim azgındı, söz dinlemezdi, şeytanla, dünya ile sakladılar karanlıklarına, lakin Rabbimin nurundan neyi saklayabilirlerdi ki? Bunu anladığımda şükür secdesine vardım, vardırtan Rabbime şükürler ettim. Rabbimi bulmanın hayali ile ona kavuşunca âlemi bir anda nuru ile gezdim, lakin nefsimle yaşamaya mecburdum. Çoğu zaman beni engellediyse de vazgeçmedim, günahımla Rabbime koştum. Düştüm, yine koştum. Koştum, düştüm, vardım, çoğu zaman da geri kaldım. Geri kaldım, vardım… Bir eksende bulmak ve kaybetmek, bulmak, kendi eksenimden kurtularak Rabbim’in huzurunda durmak bir dünyamdı. Öyle ise sahip çıkmalıydım elimden almaya çalışanlara rağmen, çünkü Rabbimdi yardımcım. O zaman kaybetmek yoktu, bazen elimden alınırken özlemem varmış, Rabbim kendisini nasıl özlediğimi görmek istiyordur belki, olamaz mı? Kendim içinde var olduğum bu gök kubbede Rabbim hoşluk içinde gez ve beni hoşluğunun içinde bulursun demiş ise nasıl hoşluğun içinde olamam ki? Rabbim böyle demişse kim engel olabilir ki bulmama? Özlemle bulmak, mutluluk ve huzur ise özlemeye ve bulmaya devam. Hayatta Rabbimi bulmam gönlümü gözyaşlarımla doldurmaksa, dolsun gözyaşlarım, gönlüme sel olsun, alsın beni götürsün Rabbime, vesselam.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SOSYAL MEDYA

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
4,338TakipçilerTakip Et
- Reklam -spot_img

Yeni İçerikler

Son Yorumlar

Hatice yorumladı Yalan Dünya
Sümeyye yorumladı Yalan Dünya
Başak koçoğlu yorumladı Gençlik ve Din
Yunus yorumladı Gençlik ve Din
Levent Ateş yorumladı Gençlik ve Din