Nereye baktığın kadar nasıl baktığın da önemli!
Pencereye ya da hava şartlarına kızmak yerine, görüşü kısıtlayan engellere farklı açıdan bakmak denense gönül gözü berraklaşacak oysa ki. Suçlu ilân ettiği pencereye küser bakmaktan vazgeçerse kişi, buğunun ardındaki güzelliklerden mahrum kalacak, buğunun geçmesini beklemeyi tercih ederse de göreceği güzelliklere geç kalacak.
Velhâsıl görmene engel olan buğuyu silmek, bakışını netleştirmek senin elinde.
Çünkü kar gibi bazı güzellikler beklemeyi sevmez..
Bazı şeyleri değiştirmek elimizdeyken oturup olumsuzluklarla sızlanmak bizi çaresiz hissettirir. Halbuki Allah (c.c.) ayetlerde “akletmez misiniz” buyurur. Şartları, insanın çabasına bağlı kılar ki, çabayla ulaştığı her sonuç kıymet arz etsin, değeri bilinsin.
“Neden?” diye hayıflandığımız soruların cevabı çabasızlığın içindeyken, Yunus Emre’nin de dediği gibi “Kader gayrete âşık” ise, aşkla girişilen hiçbir çaba yoktur ki seni eli boş çevirsin. Bugün olmasa yarın elinizde mutlaka gayretinizin çiçekleri filiz verecektir. Siz yeter ki fidan olup çiçek açacak o filize kapatmayın avuçlarınızı.
Her şey bizde başlıyor ve bizde bitiyor. Sadece açığa çıkarmakta zorlanıyoruz ya da nasıl ortaya çıkaracağımızı bilmiyoruz hepsi bu. Önemli olan düne keşkelerle hayıflanırken bugünü kaçırmamak.
İnsan neden mutluluklarını erteleyip, geçmişin hüzünlerini saat gibi hep yanında taşısın ki?!