Rabbim’i bildim bileli çok şükür boşlukları hoşlukla doldurulması gerektiğine ulaştım. Hayatımda çok boşlukla geçirdiğim günler olmadı değil, lakin bu boş günlerin benim için bir değeri olduğunu nefsim söyleyince hoşuma gitti. Ancak aradan geçen zaman içinde gönül heybeme baktım, içi hala bomboş. Ben bu gönül torbamı doldurmak için bu âleme gelmiştim, hem de içini hoşlukla doldurmak ve giderken Rabbim’e elim boş gitmemek adına Rabbim’in izni ile. Nefsimle yaşadıklarım bir varlık kazanç adına elde bir sıfırı kazandırırken, anladım ki böyle olmayacak, terk etmek için çok savaştım mücadele verdim, hakikate hakka yönelik bir kazancımın olması için imanla, merhametle yürümem gerektiğini anlarken hoşluğa doğru ilerlerken bu hoşluğu kazanmak kolay olmadı. Aslında hoşluğu kazanmaktan ziyade, dağıtmak için kabul edecek bir kapı dahi bulamadım.
Fani dünyada faniyiz, beşeriz, şaşarız. Lakin bu kadar da birbirimizden neden kaçarız anlayamadım!
Ebu Hureyre -radıyallahu anh-‘dan rivayet edildiğine göre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: “Nefsim elimde olana yemin olsun ki siz, iman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız.” (Müslim, Îmân, 93)
Müslümanız ve Âlemlere Rahmetin (s.a.v.) izini nasıl takip ediyoruz, ben anlamış değilim. Aklımızda gezen tilkiler o kadar çok ki, güvercinler içinde uçamıyor, gökyüzüne özgürce barış için uçamıyor.
Yine de ümit varım Rabbim’den, O’ndan umut kesilmez. Aramızdaki boşluğu hoşlukla dolduracağımıza inanıyorum.
Dinmez ise bu yara kapımızı çalan olmaz,
Hakkın yolunda böyle gidilirse yol bulunmaz,
Yazık değil mi ömre hayatımıza zelil oluyor,
Hak aşkıyla sevilmezse insan mutlu olmuyor.
Kendimi değersiz olanların içinde aramayı bırakarak sadece Hak aşkıyla Rabbim’i aramayı seçtim. Ayağımın altında elimde kayanların değerine bakmadım, kayarsa yeni zemin inşa ediliyordu Rabbim’in güç kudretiyle. Ayaklarıma, kollarıma vurduğum prangalardan umutsuzluk prangalarını sökerek kurtuldum bunlardan. Sadece Rabbim’e kul olmaya, elimden geldiğince kapısında yatarak aşka ve bulacağım Hakka odaklandım. Geride gelen var mı diye bakmadım. Yolda yürürken Hak aşkıyla hakkı anlattım ve yoluma devam ettim. İsteyen gelir, isteyen gelmezdi. Dinde zorlama yoktu ki zaten, vesselam.