Hem Yahudi hem İslam kaynaklarında geçen rivayetlere göre bir gün Nemrud, rüyasında göz alıcı parlaklığa sahip yeni doğan bir yıldız görür. Bu yıldız o kadar parlıyordur ki yanındaki ay ve güneşi ışıltısıyla gölgede bırakmıştır. Nemrud’un rüyasını yorumlayan kahinler, ona ülkesinde bir erkek çocuk doğacağını, bu çocuğun halkın dinini değiştireceğini ve son merhalede kendisini öldüreceğini söyler. Nemrud’u korku ve panik sarar. Bunun üzerine ülkesindeki yeni doğacak bütün erkek bebeklerin öldürülmesini emreder. Veziri Azer’e duyduğu güven sayesinde onun eşinden şüphelenmez, evini ilerleyen zamanlarda aratmaz. Ancak Hz. İbrahim (a.s.) alınan tüm kanlı tedbir ve katliama rağmen, o evde doğmuş ve zorlu bir hayat serüvenine başlamıştır. (Taberi)
Hz. İbrahim (a.s.) önce babasına, sonra halka ve Nemrud’a putların işe yaramaz olduğunu göstermek için fırsat kollamaktadır. Nihayet bir Babil bayramı akşamı bütün halk bayram alanında toplanır.
‘Allah’a yemin ederim ki siz ayrılıp gittikten sonra putlarınıza bir oyun oynayacağım!’ (Enbiya/57) Yalnız başına kalan Hz. İbrahim (a.s.) Puthane’ye gider ve oradaki bütün putları kırar. Biri müstesna, en büyük put! Bu işi Hz. İbrahim’in (a.s.) yaptığından şüphelenirler.
‘İbrâhim getirilince, “Bunu ilâhlarımıza sen mi yaptın?” diye sordular. İbrâhim, “Hayır” dedi, “Bu işi şu büyükleri yapmıştır. Eğer konuşabiliyorlarsa onlara sorun!” ‘(Enbiya/62-63)
İbrahim (a.s.) hemen Nemrud’un huzuruna çıkartılır. Nemrud ilahlık davasını sürdürür ve İbrahim (a.s.)’in Rabbine meydan okur. Hz. İbrahim (a.s.) Rabbinin öldürüp diriltebileceğini söyler. Bunun üzerine Nemrud hemen zindandan iki kişi getirtir. Birini öldürür diğerini ise affederek hayatına kavuşturur ve şöyle der: ‘Ben de diriltir ve öldürürüm’.
‘Allah’ın kendisine verdiği iktidara dayanarak İbrahim ile rabbi hakkında tartışmaya giren kimseyi görmedin mi? İbrâhim “Rabbim hayat veren ve öldürendir” deyince o, “Hayat veren ve öldüren benim” dedi. İbrâhim “Allah güneşi doğudan getirmektedir, hadi sen de onu batıdan getir” dedi. Bunun üzerine inkârcı ne diyeceğini bilemedi. Allah zalimler topluluğuna rehberlik etmez.’ (Bakara/258)
Nemrud çareyi İbrahim (a.s)’i öldürmekte bulur. Büyük bir ateş yakılır ve Hz. İbrahim (a.s.) ateşin içine atılır. Ancak Nemrud ateşin bir bahçeye dönüştüğünü görür.
‘Biz de, “Ey ateş” dedik, “İbrâhim için serin ve zararsız ol!’ (Enbiya/69) Böylece tek bir yol kalmıştır. İbrahim (a.s.)’in ilahıyla savaşmak!
Ancak Allah yaratıklarının en zayıfı olan bir sivrisinek ordusu ile Nemrud’un ordusunu perişan eder. Ve son kertede Nemrud’un ölümü de burnunun içinden giren bir sivrisineğin beynini yavaşça kemirmesi ile olur.
‘Ona bir tuzak kurmak istediler; fakat biz onları daha çok zarar eden taraf yaptık.’ (Enbiya/70)
Peki bu mücadeleden ne dersler çıkarılmalı?
- Ataların her yaptığı doğru değildir. Nitekim günümüzde geçmişinin izini takip edip, bidat bataklığında sürüklenen pek çok kişi yok mu?
- İnsanları İslam’a davet etmek için korkmamak gerekir. Çünkü bilinmelidir ki, bize şah damarından bile yakın olan Allah, kulunu asla yalnız bırakmaz.
- Tebliğ’e önce yakınlardan başlanır, nitekim Hz. İbrahim (a.s.) babasından başlamıştır.
- Allah’a tam olarak teslim olmalıyız. Elimizden geleni yapmalı, tevekkül etmeli ve son kertede sonucunu Allah’a bırakmalıyız.
- İman huzuru başka bir huzurla boy ölçüşemeyecek kadar büyüktür. Şirke girmekten kaçınmalı ve imanımızı güçlendirmeyi ve o istikamette yaşamayı amaç haline getirmeliyiz.