Site icon İslam & İslamiyet – Kevser.Org

İmtihanın Çözülen Dili Sabır

İsa kuşunun sukutunda dinlenen bülbül müdür yoksa gonca gül mü, azizim?

Hâkir dünyanın seyrine dalmışız, sükuneti malda, mülkte aramışız. Varış noktamız neresidir, hiç düşündünüz mü? Ebedi huzur istediğimiz tek bir yer var, o da cennet vadisi. Öyle elleri cebinde ulaşamazsın.

Yol almak gerek bu yolda. Koşmak, yürümek, gerekirse sürünmek ama yol almak gerek. Gidilmez cennete gafletle oturulan yerde. Hasret gerek, emek gerek, fedakârlık gerek; en mühimi de yol almak gerek. Bilmeli insan, cennet ucuz değil; cehennem de lüzumsuz değildir.

Belki çok bunalıyor, çok daralıyoruz. Dertler bizi dayanamayacağımız bir noktaya getiriyor. Sabretmek artık o kadar ağır geliyor ki nefsimize. Zindanda Yusuf, ateşte İbrahim olamıyoruz. Sabretmek bir sanattır. Burası imtihan dünyası, azizim. Dert, keder, zorluk olmadan yaşamanın bir anlamı olur mu? Ulaşır mısın öyle kolay cennet firdevsine?

Âlem-i ervahta muhabbete, nasihate gark olmuş gönlümüz. Peygamber Efendimiz (s.a.v)’i hiç düşündünüz mü? Neler çekti, neler yaşadı? Altı yaşında hem öksüz kaldı hem de yetim. Bizim de çektiklerimiz dert mi? Hayır hayır! Hz. Eyyüp Aleyhisselam’ı hatırla; hastalığı karşısında sabretti.

Zorluğun sonuna bak, hafız:
Ateş İbrahim’e bahçe oldu,
Kuyu Yusuf’a saray oldu,
Hastalık Eyyüb’e şifa oldu,
Balık Yunus’a binek oldu. Unutma, hafız!

Allah imtihan eder ama ihmal etmez. Zorlukta bir kolaylık olduğunu dile getirir ve her imtihanda bize bir şeyler öğretir.

Peki, bizlere ne düşüyor, azizim? İmtihan deyip susmak düşer, kanayan yaralarımızı dua ile örtmek gerek. Kazanacağız ebedi yurdu, ebedi saadeti. Teslim edeceğiz ruhumuzu, yaralı gönlümüzü tek ve yerin, göğün sahibi olan Rahman’a.

Gül ek bahçene, dua ek, umut ek. Yarın ölecekmişsin gibi yaşa, azizim. Bu viraneden göçtü dostu keremin. Bir avuç topraktır kalan sermayeden…

Exit mobile version