17 C
Bursa
21 Kasım 2024 Perşembe
spot_img
Ana SayfaKutsal MekanlarKabe'nin Gölgesi

Kabe’nin Gölgesi

Allah’ın Evi’ne ve Evimize(Kabe’ye) gitmek de güzel…

Allah’ın bize ev kıldığı ülkemize, şehrimize, mahallemize, evimize dönmek de güzel…

Kabe’ye varlığımıza yeni anlam katmak,

Allah’ın istediği bireysel- sosyal- hukuki- siyasi düzeni tanımak için bir an önce gitmeli…

Hele ki genç çağında gitmek daha güzel…

Dimağın oluşmaya başladığı bir dönemde idraklere tevhidi sunabilmek için bir an önce gitmeli. Kabe bu yönüyle büyük bir hayat okuludur.

Kabe’de iki boyutlu bir bulunuş var:

  1. Allah’ın Evi’nin misafiri olmak,
  2. Kendi evinin sahibi olarak davranmak.

Allah’ın biz kullarının misafirliğinden razı olması, bizim misafirlik adabına uymamızdan geçiyor. Ev sahibi olarak diğer misafirlere karşı niyet, söz ve davranışlarımızla nasıl hareket ettiğinizle alakalıdır. Çok bereketli ve zorlu bir imtihan alanı bizleri bekliyor.

Kabe yeniden inşa edilmeyi bekliyor! Evet, Kabe’ni duvarları dimdik ayakta…

Ama onu gerçekten ayakta tutan değerler Müslümanlar tarafından ayaklar altına alınmış. Üzerindeki örtüsü her daim yenileniyor ama Müslümanlar Takva elbiselerini giymiyorlar. Kabe peygamber dönemi cahiliyenin putlarından temizlenmiş ama Müslümanlar kendileriyle birlikte taşıdıkları görünmez putları Kabe’ye taşıyorlar.

Kabe;

Yeniden inşa edilmeli…

Adem’in yaptığı gibi temelleri oturtulmalı…

İbrahim’in yaptığı gibi İslam temelleri üzerinde yükseltilmeli…

Muhammed’in yaptığı yenilenmeli, arındırılmalı, temizlenmeli…

Kabe’ye giden herkes aynı zamanda Kabe’nin elçileridir. Kabe elçileri; çocuk, yaşlı, genç, kadın, erkek, zengin, fakir… Her yaş ve toplumsal sınıftan…

Kabe Elçileri yurtlarına dönüyorlar…

Kabe’ye gelen milyonlarca insan gönüllü Kabe elçileri olarak evlerine dönerler.

Kabe elçileri; Kabe’nin onlara yüklediği mesajı evlerine, iş yerlerine, mahallelerine, şehirlerine ve ülkelerine taşımakla yükümlüdürler.

Bazıları Kabe elçiliği görevini layıkıyla yaparken, bazıları daha Kabe’nin yanından ayrılırken bu görevlerini unuturlar.

Kabe’de dua etmesini bilmeyen müslümanlar da ne yazık ki bulunmaktadır.

Dua; yürekten, dertlenilen, çözüm aranan, hedeflenen durum- olay- algı için insanın
Rabb’ine canhıraş yakarışıdır- paylaşımıdır- istekleridir.

Kabe’de dua ettiğini sanan bir çok müslüman ne yazık ki Dua edemeden evine dönüyor.

Telefon listesi duaları…

Tavaf’ta koro halinde tekrar dualar…

Arapça söylenen ama anlamı bilinmeden söylenen dualar…

Hoca veya rehber tarafından tekrar edilen dualar…

Dua ruhundan- adabından yoksun duaların Allah’a ulaşması zordur.

Kabe’de duadan nasibini almadan dönmek, en büyük kayıplardan biridir.

Ticareti- İşi- Dükkânı- Fabrikayı bırakıp mescide gitmek ticari- toplumsal hayatımızın temeli olmalıdır. Arabistan’da Ezan okunduğunda insanlar- çalışanlar Mescide gidiyorlar,

Esnaflar dükkânlarını kapatıyorlar. Namazlar, Türkiye’deki gibi alel acele kılınmıyor.

Sünnet ile Farz arasında en az 10 dk. ara veriliyor. Mescid ile bağını koparan Müslüman ile Kâbe bağını ve dahi Allah ile bağını koparmış demektir. Ne yazık ki Türkiye’de Ezan okunduğunda dükkânını kapatıp camiye giden çok az insan bulunmaktadır.

Yaşamını Namaz vakitlerine göre ayarlayamayanlar, yaşamlarını İslamlaştıramayacaklarını bilmelidirler.

Kabe’yi sevenler olduğu gibi sevmeyenler de bulunmaktadır. Kabe’yi kimler sevmez?

Zulmeden ve iktidarın yegane sahibi olduğunu zanneden devlet başkanları…

Mülkü yoksullarla paylaşmayan zenginler…

Hakikat bilgisine sadece kendilerinin sahip olduğunu zanneden alimler- bilginler- aydınlar…

İşçilerle- çalışanlarla yan yana, birlikte olmamaya çalışan patronlar- bürokratlar…

Seçkin insan- toplum- ırk- kabile olduğunu zannedenler…

Hayatı bencil- egoist- pragmatist şekilde yaşamaya çalışanlar…

Hayatı eğlence- sorumsuzluk ve hazların doyumundan ibaret zanneden insanlar…

İslam hakkında bildiklerimizle öncelikle sınanacağız. Bildiklerimizle ilgili olarak bize sorulacak bazı sorular…

Biliyor muydunuz?

Madem biliyordunuz, neden söylemediniz?

Madem biliyordunuz, neden şahitlik etmediniz?

Madem biliyordunuz, neden müdahale etmediniz?

Madem biliyordunuz, neden yaşamıyorsunuz?

Kabe’nin gölgesi hikmet, hakikat, adalet, şura, iman, teslimiyet, ahlak iledir.

Kabe’nin gölgesine sığınanlar kurtulacaktır.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SOSYAL MEDYA

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
4,338TakipçilerTakip Et
- Reklam -spot_img

Yeni İçerikler

Son Yorumlar

Hatice yorumladı Yalan Dünya
Sümeyye yorumladı Yalan Dünya
Başak koçoğlu yorumladı Gençlik ve Din
Yunus yorumladı Gençlik ve Din
Levent Ateş yorumladı Gençlik ve Din