Bismillahirrahmanirrahim
Değerli okurlarımız;
Evvela:
Ramazan ayınızı tebrik eder ve bu gelecek Leyle-i Kadr’i hakkınızda ve hakkımızda bin aydan daha hayırlı olmasını ve defter-i a’malimize böyle geçmesini Cenab-ı Hak’tan niyaz eder ve böylece, bayrama kadar
اَللَّهُمَّ اجْعَلْ لَيْلَةَ قَدْرِنَا فِى هذَا الرَّمَضَانَ خَيْراً مِنْ اَلْفِ شَهْرٍ لَنَا وَ لِطَلَبَةِ الرَّسَائِلِ النُّورِ الصَّادِقِينَ
(Allah’ım! Bu Ramazan’da Leyle-i Kadrimizi bize bin aydan daha hayırlı kıl.)
duasını etmeye niyet edelim.
Ramazan ayının son on gününe doğru yaklaştığımız şu günlerde sizlerle o pek kıymetli Kadir gecesi ve onu hakkı ile ihya etmenin üzerine konuşalım istedim. O halde buyurun gönül muhabbeti soframıza.
Saniyen; Kadir gecesinin anlam ve önemini zikrederek söze giriftar olalım.
Lügatte kadir (kadr) kelimesi “şeref, güç, yücelik” gibi anlamlarla ifade edilmiştir. Dinî literatürde ise “leyletü’l-Kadr” şeklinde Kur’ân-ı Kerîm’in indirildiği gecenin adı olarak geçer. Kuran’da 97. sure olarak geçen Kadr Suresi, bu gecenin fazileti hakkında nâzil olmuştur. Kadr Suresi’nde Kuran’ın Kadir gecesinde indirildiği, aynı zamanda bu gecenin bin aydan daha hayırlı olduğu ifadelerine ayetlerde yer verilmiştir.
Allah’ın peygamberler aracılığıyla kullarına son nihai mesajı olan Kuran-ı Kerim’in indirilişi öyle kutlu mucizedir ki insanlığın hidayete erişinin harika bir dönüm noktasıdır. Bu sebeptendir ki on bir ayın sultanı olarak nitelendirilen Ramazan ayının son on gününde yani o sultanın da kalbinde Kadir gecesi vardır.
Salisen; Kadir gecesinin gizlenmesi üzerine Buhari’den nakledildiğine göre Hz. Muhammed (s.a.v.), Kadir gecesinin vaktinden bahsetmek üzere niyetlendiğinde o sıra da kendisine bir anlaşmazlık üzerine iki sahibinin başvurması üzerine fırsat bulamamış, daha sonra ise bahsedecek oldukları zihninden silinmiştir. Fahreddin er-Razi gibi alimlerin görüşlerine göre Kadir gecesinin gizli tutulması, o günün hikmetinden daha fazla yararlanma sağlamak için, bunun yanı sıra yalnızca o gün ibadet edip diğer Ramazan-ı Şerif günlerini ihmal etmek gibi bir gafletten müminleri alıkoymak için, bir diğer sebep ise Kadir gecesinin bildirilmemesi yoluyla müslümanların ona bilebile saygısızlık etmelerinin önüne geçilmesi hususunda halis bir yöntem olmuştur.
Rabian; “Her kim kadir gecesini imanla ve ihlasla sevabını Allah’tan bekleyerek ihya etse geçmiş tüm günahları affedilir” hadisi Ebu Hureyre radiallahu anh’tan rivayet edilmiştir. Bu hususta Kadir gecesini hakkıyla ihya etmek biz müslümanlar için günahlarımızdan arınmak için bulunmaz bir fırsattır.
O halde dünya hayatımıza rehber olan her hal ve davranışı ile bize örnek olan yüce Peygamgerimiz(sav) Kadir gecesini nasıl ihya ederdi sorusuna cevaben şu önemli hususlar üzerinde duralım;
Hz. Muhammed (s.a.v.) Ramazan ayının son on gününe girdiğinde dünyevi işlerden uzaklaşarak itikafa çekilirdi. (Burada bahsi geçen itikaf, kelime anlamı olarak “bir konuya bağlanma veya dünyevi meselelerden uzak durup bir yere kapanma” şeklinde ifade edilebilir.)
Peygamberimiz (s.a.v.) Ramazan’ın son on gününde gece ibadetini artırır, tefekkür ile meşgul olurdu.
Tirmizi’den nakledilen bir hadise göre Resul-ü Ekrem; Kadir gecesinde, “Allahım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet!” ifadeleri ile Nasuhen tövbe etmeyi tavsiye etmiştir.
O halde sözü Asrın müceddidi Bediüzzaman Said Nursi’nin şu nurlu duası ile noktalayalım;
“Aziz, sıddık kardeşlerim!
Mübarek Ramazan-ı Şerif’inizi bütün ruh-u canımızla tebrik ediyoruz.
Cenab-ı Hak bu Ramazan-ı Şerif’in Leyle-i Kadr’ini umumunuza bin aydan hayırlı eylesin, âmîn.
Ve seksen sene bir ömr-ü makbul hükmünde hakkınızda kabul eylesin, âmîn.”
Selamı ve dua ile…