Merhamet ne demektir, önce tanımı ile başlayalım.
Merhamet; (Rahm. den) Acımak, şefkat göstermek. Korumak, iyilik etmek. Biçarelere yardımda bulunmak. Esirgemek. Şefkat, acıma, bağışlama. Acıma.
Merhamet etmek: Acımak…
Bu insan çölünde kimsesiz yüreğim, dünyanın yükü ağır geldi kaybedildi vicdanlar, merhamet imha oldu umutlar asılı kaldı beldede.
Kaldırımlar sessiz, insanlarda vefa kalmamış. Sokakta gördüğüm İstanbul sokak kedisinin bana yazdırdığı şu kelamları dile getirmek istiyorum. Yazarken yüreğim kor yaşamaktan utandım, insan mıyım diye kendimi sorgularken insanlığımdan utandım.
O kadar yorulmuştu ki fâni dünya aleminden ne cihete gideceğini bilmiyordu, gitse yaralayacaklardı. Çocuklar gibi hayvanlarda masumdu. Gelen geçen insanları seyretti, ne vefa gördü ne de merhamet. Oysa ki bir kaşık yemeğe değil, bir avuç duaya, bir avuç sevgiye, bir avuç merhamete susamıştı ve sadece merhamet dileniyordu insan çölünde. Mülteci ve yorgun idi. Aynı kızının başını okşamayan sevgi görmeyen kız çocuğu gibiydi.
Oturdu sadece seyretti, herkes gelip geçti. İnsan çölünde kimsesiz kaldı…
Bedenime ağır geliyor bu çağın insanı olmak. Birde ruhumu yaralayan, ruhumu inciten bebeklerin üzerine yağan hain bombalar, yavruların gözbebeğinde koca korkular, kimyasal silahların mazlumları öldürmesi, poşetlere konulan çocuklar, yavrularını koşarak hastaneye yetiştiren babalar, çocuklarım marka giyemiyor diye ağlayan anneler Gazze’de ki yetim çocukları düşündünüz mü? Zulme dur diyemiyoruz, hiçbir çabamız yok. Günbegün zulüm artıyor insanlar sessiz.
Sessiz kalarak mı yıkacağız zalimlerin saltanatını?
Umudu, merhameti yayamıyoruz az kaldı hayallerimiz de bombalanacak.
Başka bir ifadeyle merhamet; Merhamet denilince akla yaşlılar, hayvanlar, bebekler, Filistin, Arakan, Afrika gelir. Ama kuytuda merhamet, sokakta insanlık ölüyor. Zengin bir mühendisin fakirin tasını fırlatmasını görünce sessiz kalmak mıdır merhametin adı.
Dert yumağı gönlümüz merhamet ister, sevgi ister, ilgi ister.
En son hangi bebeğin başını okşadın?
En son hangi yaşlıya bir tas yemek götürdün?
En son hangi engelli ile empati kurdun?
En son hangi hayvana hanüman oldun?
Zemheride kartonun üzerinde yatan çocukları düşündün mü?
Bekliyoruz bir gün merhamet gülümseyecek mi yüzümüze. Bir soralım kendimize yaptığımız iyiliği gizleyebiliyor muyuz?
İçimizin kıvrımları hazan çiçekleriyle dolu ne zaman bahçelerimiz sevgi açacak?
Savaşta canını veren şehit olmuş Hüseyinleri, Sümeyyeleri düşündün mü hiç?
Yarınki dizinin yeni bölümünde ne olacak, bu akşamki yarışmayı kim kazanacak diye meraktan ölüyoruz.
Bir kıyıya bırakın kendinize şu soruyu sorun sahiden ben yaşıyor muyum?
İnsan insana muhtaçtır cümlesini rehber ediniyoruz ama birbirimizden yozlaşıyoruz dünya çölünde kimsesiz olduğumuzu düşünüyoruz peki neden ipler kopuyor hiç düşündünüz mü?
Kardeşlik bağı, sevgi, merhamet, adalet ve saygı yok. Ene sahibi olduk hep ben ben dedik ve unuttuk derdi olan insanları.
Şimdi söyleyin hangi kuyuda kaldı merhamet, hangi beldede kaldı sevgi.
Merhamet tohumu ekmek varken niye kötülük biriktiriyoruz kalbimizde neden iyileştiremiyoruz yaralı kalpleri neden güzellik ekemiyoruz çünkü bizimde gönül bahçelerimiz kurudu yeşertecek tohum yok neden biliyor musunuz zira bizi ayakta tutacak sağlam bir imanımız, bir şahsiyetimiz yok. Bu dünya durağında susuz, çorak, viran kaldı gönüller mizan mahşere kaldı.