Uzun bir yolculuğa çıkmak istiyorum.
Biliyorum, geçtiğim yollar engebeli ama yine de uzun bir yolculuğa çıkmak istiyorum. İnsanlardan artık medet ummuyorum; bu çağ fazlasıyla yordu kalbimi. Tek bildiğim, hazin bir yolculuk benimkisi. Çürümüş ömrüm, vefasız günlerin elinden beklemek artık koca bir yük biliyorum. Huzur dilendiğim kentler dinlendirmedi ruhumu; çöllerden hücrelerimi toplayacak kimse yok. Hasret kafesinde düşüncelerim. Hadi şimdi siz söyleyin, ne anlatayım size yüreğimdeki koca kalabalığımı, yoksa binlerce kez kuyuya düşüp Mevla’yı bulamayışımı mı?
Deldim içimdeki benlik duygusunu. İbrahim oldum, yandı her yanım; Habbab bin Ered olmaya cesaretim yok. Allah’ım, yandım da kul olmaya geldim, kül olup yandım, yollarına gül sermeye geldim.
Dar vakitler kendime kırgın ve küskünüm. Niye diye soracak olursan şayet, yeise düştüm. Gururun dehlizlerinde ümitsizce kayboldum ve hakikatin kıyısına varamadan kaçtım.
Artık anladım ki kendimi karanlıklara hapsetmemeliyim. Benlik hırkasını üstümden çıkarmalıyım, ümitsizlik kuyusuna düşmemeliyim. Bana şahdamarımdan daha yakın olan, her şeye gücü yeten Kadir’in her daim yanımda olduğunu hatırlamalıyım.
Dünya’nın büyük bir yer olduğunu izah etmişlerdi; ben neden sığmadım hâlâ anlamış değilim. Kayıplarım oldu, kaybettiklerim de. Ardıma baka baka vazgeçtiklerim de. Artık giden geri gelmeyecek, biliyorum. Şu bozkırlar hep kurak kalacak ama artık uzun bir yolculuğa çıkmak istiyorum.
Seni istiyorum Allah’ım, sana varanların bahtından istiyorum. Yüreğimi prangala, dünyanın kuyusuna hapsetme beni. Biliyorum ki dünya telaşları yoruyor. İçimdeki seferlerin hepsi sana çıksın istiyorum. Senin aşkında, rızana revan bu gönlüm. Kabul et aciz kulluğumu, adın her an dilimde. İçimdeki sürgün, sana varmak için ismini yudum yudum kalbim zikre vuruyor. Aşk-ı ilahın kabul et aciz hicretimi.
Kavuşmanın saadetini istiyorum. Affet, bağışla, dergâhına al, kovma beni. Çektiğim ağır yükleri iki cihanda saadet yurdu kıl. Ancak Sen’in merhametinde gizli bağışla. Senden gayrı bir şey kalmaksızın kulluğumu şereflendir ya Rabb’im. Doğru bildiğim tüm yollar yalan çıktı. Allah’ım, artık sana çıksın istiyorum. Ne kadar canımı acıtsa da dikenli yollar, durmadan yürüyeceğim.
Dünya çölünde kimsesiz bırakma, bırakma ki yutmasın beni bu umman. Ben sensizim, bir tek hasretim sana. Karanlıklarda bırakma ruhumu Allah’ım. Çıkmaz sokaklara, zehir, pusu düşmüş zihinlerin beni kuşatmasından sen kurtar ya Rabb’im. Al beni gölgene. Ayetin sonundan başına doğru gider gibiydi hep arayışlarım, yolumu karıştıranlardan. Geriye gider gibiydim. Bismillah’tan başlamalıyım dedikçe yanıldığım. Oysa Sen her şeye gücü yetensin, yetişensin.
Yetiş girdabında boğulduğum, içinde kayboldum. Sensizlikten çıkar beni ey Rabb’im. Besmele’de kaybolsun ıssızlığım. Garip kulluğumu bağışla. Seni buldur, çıkmaya azmettiğim her yol, her dönüş sanadır. Ben hep eksiğim, ben hep yetim, yitiğim. Zerre dahi tamamım yok şu dünyaya; gece gündüz aymıyor beni. Doğuştan kefene sarılmış ruhumun dirilişi Sensin Allah’ım. Beni Senin aşkınla yak ve sar ya Rabbi…