İyi ki Cehennem var, bu dünya sisteminde, kulun kula bile isteye yaptığı zulmü ayıklamak tam olarak mümkün olamaz.
Bu nedenle Rabbimiz kul hakkına müdahale etmiyor. Ne bir sevap, ne bir hayr, ne başka bir şey ile kul hakkından yediklerimiz silinmiyor, ta ki mahşerde hesaplar görülüp haklar yerini bulana kadar.
“Evet, o inkâr edenleri ve zulmedenleri Allah ne bağışlayacak, ne de onlara bir kurtuluş yolu gösterecektir.” (Nisa 168)
ZULÜM nedir, güçlü bir kimsenin yasaya ve vicdana aykırı olarak başkasına yaptığı kötü, acımasız, kıyıcı davranış, işkence.
Sözlükte “bir şeyi ona ait olmayan yere koymak” anlamındaki zulüm (zulm) din, ahlâk, hukuk gibi alanlarda terim olarak “belirlenmiş sınırları çiğneme, haktan bâtıla sapma, kendi hak alanının dışına çıkıp başkasını zarara sokma, rızasını almadan birinin mülkü üzerinde tasarrufta bulunma, zorbalık”, özellikle de “güç ve otorite sahiplerinin sergilediği haksız ve adaletsiz uygulama” gibi anlamlarda kullanılır.
Zulmü kim yapar kime yapar. Tabi ki insan yapar, kime yapar, insana, hayvana, sağında solunda, uzağında yakınında ne varsa hepsine yapar. Alemde sistematik olarak hilkatine aykırı hareket eden, tek varlık yine insandır…
Peki İnsan nedir?
Olağanüstü muhteşem, düşünmek, analiz etmek, değiştirmek, geliştirmek, üretmek, hissetmek, hissettirmek…
Çok etkileyici, büyüleyici…
Ya Kuran’a göre insan nedir?
Onun için Cenneti yarattığı, süsleyip donattığı aziz ve kıymetli canlı. Yine onun için Cehennemi yarattığı, bölük bölük ateşlerle doldurduğu, ayet ayet bildirip haber veridiği, korkutup ikaz ettiği asi canlı…
O zaman Felsefeye göre insan nedir?
Ne kadar insan varsa o kadar bakış açısı o kadar düşünce okyanusu, o kadar farklı kanaat ve sonuç. Birbiri içinden nice sarmal, nice helezon, nice varsayım, nice nice fikir açılım ve patlamaları…
İlahi öğreti dinde insan nedir?
Meleklerden üstün olabilecek donanım, yaradanının muhatap alacağı kadar kutsal, alemin üzerinde hüküm sahibi olacak kadar müsaadeli, merhamet ve şefkatte Rabbinden aldığı cevherleri sunacak kadar halim, muazzam bir kokteyl…
Psikolojiye göre insan nedir?
Üzerinde çalışıldığında, çalışan usta ise mumdan daha kolay şekil alan, gelişmiş tekniklerle bir cihazın kontrolünden çok daha kolay kontrolü sağlanan, Tüm üstün yeteneklerine rağmen bir iki formülle hepsi devre dışı bırakılabilen komplike bir acuze…
Gemidekilerin geminin bütününü görmekten aciz oldukları gibi insan da dikkati dağıtıldığında kendisinde var olan cevherleri, meziyetleri, kıymetleri göremeyecek kadar gafil ve acizdir.
Azıcık yükseğe çıkıp, azıcık sesini yükseltip, azıcık hile ve illüzyonla aklının çizgisinden sıyrılıp gözünden, gönlünden sökülüp atılacak kadar zavallıdır.
Büyük tabloda eline ipleri alanların, tüm insanlığı istedikleri karışık ve karanlık ortama çekmeleri ve orada sağladıkları kaos içinde kendi emellerini sağlamaları çocuk oyunu kadar basittir.
Önce bir oyun kurar insan sonra uygular, engel olunmasın diye başka oyunlar kurar ve yine oynar. Yeni oyunların yeni oyuncuları başka yeni oyunlar kurar. Oyunun içindeki figüranlar sadece kendine sunulana uyar. Hiç sorgulamadan. Oyun kurucu oyunu daima ileri ve rekabetli dizayn eder böylece üzerinde oynanan zavallı, alt beynine kilitlenen hedefe doğru çılgınca bilenir. Ne kural görürü ne doğru, sadece oyunun ritminde basit bir figür olur.
“Allah onlara ancak içinde ebedî olarak kalacakları cehennem yolunu gösterecektir. Bunu yapmak Allah için pek kolaydır.” (Nisa 169)
Büyük oyunlar iyi sonuçlar verince belli aralıklarla yeniden gündemlenir, biz buna tarih tekerrürden ibaret deriz. Oysa insan aynı, oyun aynıdır. Hep kazanmaya odaklanmış şeytani ruhlar, Cehennem çukurları için yarıştadır.
“İşte biz, kazandıkları günahlar yüzünden zalimleri kötülük işlemede birbirine böylece dost ve yardımcı yaparız.” (Enam 129)
Lafın fazlası gönül yorar.
Allah’ın muazzam donanımlı yaratığı insan yine içindekilerle sınavda. İyilerden mi olacak kötülerden mi ortası yok. İyilerle mi olacak, kötülerle mi karar için zamanı yok. İçi ne ile doluysa oradadır aslında.
“Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim)
Oyun en hararetli haliyle devam ediyor, herkes sadece içine baksın, sonuç sadece orada…
