Problem; mesele, sorun anlamına gelmektedir. Kişinin herhangi bir soru yada sorununun var olması demektir. Kişinin bireysel içsel ya da toplumsal dışsal durumlarda yaşadığı zorluklardır diyebiliriz. İnsan problem yaşar çünkü ayeti kerimede de “İman ettik demekle imtihan olunmadan bırakılacağınızı mı sandınız” buyrulmaktadır. (Ankebut 2)
Ayetten de anlaşılacağı üzere problemler her daim var olacaktır. Bu problemler küçük yahut büyük geçici ya da kalıcı olabilir. Fakat her an olacağı anlamına da gelmez. Problemlerle insanoğlu dünya hayatındaki sınavını vermekte ve verdiği tepkiye göre de hem dünyada hem ahirette karşılığını ceza ya da mükafat olarak almakta. Bu konuda Bakara Suresi 155. ayetinde geçen “sabredenleri müjdele” ifadesi gereğince yaşarsak iki cihan saadetiyle müşerref olabilmenin tadını yakalayabiliriz.
Ayrıca bir arada yaşayan toplumsal varlık olan bizler toplumsal kurallara yahut gelenek göreneklerimize uygun davranmazsak yine problemler meydana gelecektir. Problemsiz bir dünya mümkün değildir ama daha az problemli bir hayat mümkün olabilir.
Bunun çözümü ise Kuran ve Sünnete göre yaşayıp toplumsal kurallara riayet etmekten geçer. Problem durumunda ise problemlerle başa çıkma yöntemleri (rahatlama, problem çözme, fiziksel aktivite, dini ve manevi unsurlardan destek alma) ile sorunun üstesinden gelmeye çalışmalıyız. Problemlere karşı bakış açımızı değiştirmeliyiz. Çünkü o problemin bizlere tecrübe olarak geri döndüğünü bir şeyler öğrettiğini, bizleri güçlendirdiğini bilmeliyiz. Olumsuz dini başa çıkma yöntemleri ile değil, olumlu dini başa çıkma yöntemleri ile problemin üstesinden gelmeliyiz.
“Size zor geldiği halde savaş üzerinize farz kılındı. Hakkınızda hayırlı olduğu halde bir şeyden hoşlanmamış olabilirsiniz. Sizin için kötü olduğu halde bir şeyden hoşlanmış da olabilirsiniz. Yalnız Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (Bakara Suresi, 216. ayet) gereğince bizler için şer görünende hayır, hayır görünende şer olabileceğini ve yapmamız gerekenin itaat etmek, sabretmek ve sonunda müjdelenenlerden olmak gerektiğini bilmeliyiz.
Herkesin yazılmış bir kaderi vardır. İnsan olarak ta coğrafya olarak ta bu böyledir. Tercihler insan kaderinin parçasıdır. Bu tercihler ile problemli bir ana tanıklık ederek belki de psikolojik bir travma ya sebep olarak hayatımızı bu problemle yaşamak zorunda kalıyoruz. Kimisi daha başka problemlerle. Bu konunun kaderle de bağlantısı var elbette ama tercihleri bize bırakılmış özgür insan olarak bizler kaderimizi belirlemekteyiz. Buna inşallah bir sonraki yazımızda değineceğiz diyerek konuyu kapatalım.
Olumlu dini başa çıkma yöntemi bireyin “Allah’a yönelmesi, Allah’tan dua ve ibadetlerle yardım dilmesi, onun sevgi ve rahmetinden ümit kesmemesini” içeren etkinliklerdir. Bireyin “başına gelen olayla Allah’ın kendisini cezalandırdığını düşünmesi, Allah’ın sevgi ve merhametinden ümit kesmesi, din kardeşlerine öfkelenmesi” ise olumsuz dinî başa çıkma olarak görülmektedir. Bizler olumlu dini başa çıkma yöntemi ile rahatlamakta ve desteğe pek fazla ihtiyaç duymamaktayız. Fakat olumsuz dini başa çıkmayı uygulayan kimselerde ise desteğe fazlasıyla ihtiyaç duyulmaktadır. Bu destek için alanında uzman kişilere, Manevi Danışmanlık ve Rehberlik faaliyetlerinde bulunan danışmanlara başvurabilirler.
