Budur hilkâti ruhumun, kıyâmında şarâb içer,
Sonra oturur vecd eder, pervasız arsız vücud.
Gönül âh u figân edip çeker derd u gâm,
Meyledip bir sevdâya, canân derdine düşer vücud.
Hemhâl olur yâr ile, gece zikreder ismini,
Gündüz cismine kanıp, can derdine düşer vücud.
Huzurunda selâm verir mest eder o yâri,
Riyaya düşer aldanır, dillere düşer vücud.
Vücud o ki, mahv u perişân bir virâne,
Vücud odur ki, yâre sunulan bir şarâb.
Vücud iniler bir ney gibi aşk derdine düşünce.
Vücud sararır bir gül gibi, gam peşine düşünce.
Vücud payidar değildir toprak alır gün gelince.
Vücud tezahürüdür alemin, kalem aşkı yazınca.
O’dur hilkâti ruhumun, kıyâmında durup huzurun,
Sonra dillenir, ahd eder; teslim olur aşkla vücud.