Hepimizin yakınında yöresinde münafıklık alameti gösteren nevi şahsına münhasır kişiler vardır. Bu güruhu dik bir duruş sergileyemeyen, kimin yanındaysa onun suretine bürünen ve renkten renge giren bukalemunlara benzetmek abartı olmamakla birlikte, başka negatif özelliklerinin de bulunduğunu bizzat Kur’an ayetleri ve hadislerden öğrenmekteyiz.
Peki kimdir münafık ve alametleri nelerdir?
Münafık kelimesinin kökü, ‘inanmadığını gizleyen’ anlamındaki ‘nifak’ mastarından gelir. Nifak kelimesinin sözlük anlamı ise çok ilgi çekicidir; Tarla Faresi! Çünkü tarla fareleri bir tehlike anında kolay kaçabilmek için toprak altında birden fazla çıkış noktası hazırlar. Bir delikten girer diğer delikten çıkar. İşte münafık kök anlamını olduğu gibi yansıtan, tam olarak nerede durduğu belli olmayan, kararsız ve korkak bir şahsiyettir.
Münafıklık Bakara Suresi’nde şöyle özetlenir:
İman edenlerle karşılaşınca “inandık” derler, şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında ise “Biz sizinleyiz, biz yalnızca alay etmekteyiz” derler. (Bakara/14)
Münafikun Suresi’nin ilk 8 ayetinde de münafıkların özellikleri sayılmaktadır. ‘Yalan yere yemin ettikleri, sözde iman edip gerçekte inkar ettikleri için kalplerinin mühürlendiği, her ne kadar dış görünüşleri iyi bir izlenim verse de onların giydirilmiş kütük gibi içi boş oldukları, her kopan gürültüyü kendi aleyhlerine sanıp korkak ve pimpirikli davrandıkları ve Allah’ın onları asla bağışlamayacağı’ ayetlerde bildirilmektedir.
Yine Tevbe Suresi 67. ayette, ‘erkeği ve kadını ile bütün münafıkların birbirinden göründükleri yani birbirlerine dahi güvenmedikleri, kötülüğü özendirip iyiliği engelledikleri ve hayır için harcamaya ellerinin varmadığı yani cimri oldukları’ geçmektedir.
Son olarak bir hadis-i şerifle münafıklık alametlerini 4 başlık altında toplamak gerekirse;
Münafıklar;‘1.Kendisine bir şey emanet edildiği zaman ona ihanet eder. 2.Konuştuğunda yalan söyler. 3.Söz verince sözünden döner. 4.Düşmanlıkta haddi aşar, haksızlık yapar.’ (Buhari/ İman,24) özeliklerini taşır.
Bugün İslam aleminde bu özellikleri sergileyen ne kadar çok sözüm ona Müslüman var değil mi? Yalan konuşmak, fitne fesat çıkarmak, dedikodu yapıp olmayan şeyleri uydurmak, dünkü dostuyla bugün düşman olduğunda arkasından onu kötülemek, emanet verilen malın üstüne oturup veya verilen sırrı ifşa edip emanete hıyanet etmek, düşmanlığının bile dozunu ayarlayamayıp türlü mesnetsiz yakıştırmalar ve iftiralar atmak bizim sıkça gördüğümüz ve yaşadığımız hastalıklı durumlardır.
Bu insanları münafık diye itham etmek her ne kadar doğru olmasa da, münafıklığa giden yolda ayak izlerini görmek mümkün!..
Pirincin içindeki beyaz taşlardan olmamak, araziye göre renk değiştirmemek ve göründüğümüz gibi olmak dileği ile…