Okumanın değeri her çağda büyük ve etkili olmuştur; ancak günümüzde belki de daha da önem arz etmektedir. Bilgiye erişimin hızlandığı, her an yeni içeriklerin üretilebildiği bir dünyada, okuma ideali insanlara bilgiyi doğru yorumlama, eleştirel düşünme ve bilinçli kararlar alma yeteneği kazandırmaktadır.
Özellikle günümüzde dijital çağda okumanın önemi bizlere farklı boyutlar kazandırıyor. Sosyal medya, haberler, makaleler veya kitaplar… Hepsi bize farklı perspektifler sunuyor ve dünyayı daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor. Hem dini hem de dünyevi açıdan farklı bakış açılarımız oluşuyor. Ancak en büyük fark ise bilgi kirliliğinin artmış sahasında gerçekleşiyor maalesef. İşte burada da bilinçli okuma olayı devreye giriyor.
Gerçek ile kurgu arasında ayrım yapabilmek, kaynakları sorgulamak ve derinlemesine analiz etmek artık çok daha önemli hâle geliyor.
Ayrıca okuma, sadece bilgi edinmekle sınırlı değil; hayal gücünü besleyen, duygusal zekâyı güçlendiren ve insanın iç dünyasını zenginleştiren bir aktivite olduğunu da söyleyebiliriz. Kitaplar sayesinde farklı yaşamları deneyimleyebilir, tarihte yolculuk yapabilir ve kendi düşünce dünyamızı genişletebiliriz.
Konu ile ilgili birkaç kişiden destek almak gerekirse, bunlardan bir tanesi İmam-ı Gazali olurdu.
Biliyorsunuz ki İmam-ı Gazali, ilim ve okumaya büyük önem veren bir İslam âlimidir. Onun sözleri, bilginin değerini ve nasıl doğru bir şekilde kullanılacağını vurgular.
İmam-ı Gazali okumakla ilgili der ki:
“Okumak üç türlüdür: Dilin okuması kıraat, aklın okuması tefekkür, kalbin okuması hayattır.”
“Cevizin kabuğunu kırıp özüne inmeyen, cevizin hepsini kabuk zanneder.”
“İlmi ile amel etmeyen âlim; başkalarını giydirdiği hâlde kendisi çıplak olan iğne gibidir.”
Bu sözler, sadece bilgi edinmenin yeterli olmadığını; aynı zamanda onu anlamak ve hayata geçirmek gerektiğini bizlere anlatmaktadır. İmam-ı Gazali’nin ilim ve hikmet üzerine olan öğütleri, günümüzde de hâlâ geçerliliğini korumaktadır.
Sahih bilgi konusuna gelirsek şayet, önemi günümüzde her zamankinden çok daha büyük bir duruma gelmiş bulunmaktadır. Dijital çağda bilgiye erişim çok hızlı ve kolay olsa da, yanlış veya manipüle edilmiş içerikler de hızla yayılabiliyor. İşte tam da bu yüzden, doğrulanmış, güvenilir ve kaynakları sağlam bilgilere ulaşmak kritik bir beceri hâline geldiğini beyan edebiliriz.
Sahih bilgi, insanları ve olayları doğru analiz etme, bilinçli kararlar alma ve yanıltıcı içeriklere karşı daha dirençli olma imkânı tanır. Özellikle bilimsel, dini, akademik ve haber içeriklerinde doğruluk büyük önem taşır; çünkü yanlış bilgi, toplum üzerinde ciddi etkiler oluşturabilir. Örneğin eğitim ve sağlık alanındaki yanlış bilgiler, insanların yanlış bilgilere ve yanlış tedavilere yönelmesine yol açabilir. Ki bunun da sonuçları vahim olacaktır. Hatta günümüze baktığımızda maalesef bu sorunu bizzat görmekteyiz.
Bu yüzden, her türlü bilgiye sorgulayıcı bir bakış açısıyla yaklaşmak, kaynakları çapraz kontrol etmek ve güvenilir platformlardan ve kaynaklardan faydalanmak günümüzde hayati bir gerekliliktir.
