FETUSUN İYİLİK HALİNİ DEĞERLENDİREN TESTLER


tanım

fetal distres

NST

Diğer antepartum testler

Bebek hareketleri

Kardiyotokografi

postpartum dönemde (bebek doğduktan sonra) uygulanan testler


Antepartum dönemde (bebek doğmadan) uygulanan testler

Biyofizik Profil (BFP)

Tanım

NST'ye ek olarak ultrasonla bebeğin amnios sıvısı volümü, solunum hareketleri, vücut hareketleri ve kas tonusu (gerginliği) olmak üzere dört ayrı parametrenin daha değerlendirildiği bir fetal distres tanı testidir.

Uygulanması

NST usulüne uygun şekilde yapıldıktan sonra anne adayına 30 dakika boyunca ultrason incelemesi yapılır. Bu incelemede ilk önce amnios sıvısı miktarı değerlendirilir. Daha sonra 30 dakika boyunca bebeğin solunum hareketleri, vücut hareketleri ve kas tonusu ultrasonda izlenir.

Yorumlanması

İnceleme süresince bebeğin solunum hareketlerinin varlığı ve belli bir süre devam etmesi, belli sayıda hareket olması, amnios sıvısı volümünün yeterli olup olmaması ve bebeğin tonusunun gergin ya da gevşek olmasına göre her parametreye sıfır ya da iki puan verilir ve puanlar toplanır. NST reaktifliği için verilen iki puanla birlikte 8-10 puan arasında alan bebeğin iyi durumda olduğuna karar verilir. 6 ya da daha alan fetusta fetal distres şüphesi vardır. Bu durumda testin belli bir süre sonra tekrarlanması ya da puanın çok düşük olması durumunda doğumun gerçekleştirilmesi gerekebilir.

Hangi durumlarda uygulanır?

BFP'nin en büyük kullanım alanı nonreaktif çıkan NST'lerin ileri incelemesidir. Nonreaktif NST'de BFP bebeğin gerçekten tehlikede olup olmadığını oldukça hassas bir şekilde gösterebilir. Yüksek puan (8 ya da 10) elde edilmesi durumunda bebeğin iyi durumda olma olasılığı oldukça yüksek, düşük puan elde edilmesi durumunda ise bebeğin kötü durumda olma olasılığı oldukça yüksektir. Bu yüzden fetal iyilik halinin değerlendirilmesinde son basamağı teşkil eder. Olumsuz çıktığında daha ileri bir inceleme yöntemi yoktur. İkinci uygulama alanı da fetal distres gelişme riski çok yüksek olan fetuslarda birinci ve tek basamak test olarak kullanılmasıdır. Bu amaçla en sık kontrolsüz diabette genellikle üç günde bir ve enfeksiyon gelişme riski yüksek olan EMR durumlarında günlük uygulanır.

BFP uygulamalarında dikkat edilmesi gereken nokta amnios sıvısı volümünün yetersiz olması durumunda fetus yüksek puan alsa da yaklaşımın değişebileceğidir: Oligohidramnios bebeği kordon basısı tehlikesi ve IUMF (bebeğin karında ölmesi) riskiyle karşı karşıya getirdiğinden alınan puan 8 olsa bile bebeğin iyi durumunu garanti edemeyebilir. Bu durumda yaklaşım gebelik haftasına göre değişir ve genellikle doğumu gerçekleştirmek için çok uzun süre beklenmez. NST'de olduğu gibi BFP de kordon sarkması ya da ablatio placenta gibi ani ve beklenmedik bir şekilde gelişen olayları ya da doğumdan sonra bebekte oluşabilecek bazı patolojileri tahmin edemez.

Kontraksiyon (ing.: Contraction) Stres Test (CST)

Tanım

Fetusun kalp atımlarının doğum eylemindeki kasılmalara verdiği cevabı ölçen bir testtir. ("contraction stress": doğum eylemi kontraksiyonlarının (kasılmalarının) bebekte "stres yaratması" anlamında kullanılan bir terimdir).

Uygulanması

CST uygulanması için doğum eylemi kasılmalarının varlığı gerekir. Anne adayı doğum eyleminde değilse, memeucu uyarısı yöntemi ile ya da serumla oksitosin verilerek 10 dakikada üç adet en az 40 saniye süren kasılmalar ortaya çıkarılır ve teste başlanır. Kardiotokografi cihazının hem kalp seslerini algılayan probu hem de uterus kasılmalarını algılayan probu karna yerleştirilerek teste başlanır. Cihaz test süresince bebeğin kalp atışlarında meydana gelen değişiklikler ile kasılmalar arasındaki ilişkiyi kağıda aktarır. Bu kağıda CST trasesi adı verilir.

Yorumlanması

Yarım saatlik değerlendirme sonunda fetusun kalp atımında kasılmalarla birlikte meydana gelen değişiklikler gözden geçirilir. Trasede kasılmaların büyük kısmında cevap olarak geç deselerasyon adı verilen özel çökme şekilleri oluşuyorsa test pozitif* olarak değerlendirilir. Bu durumda genellikle ileri bir incelemeye gerek duyulmaz ve bebeği doğurtma girişimlerine başlanır. Geç deselerasyonların ortaya çıkmaması durumunda ise test negatif* olarak değerlendirilir. Bu da bebeğin iyi durumda olduğunu hassas bir şekilde gösterir. Bu durumda teste son verilir.

*testten beklenen bulgu fetal distres varlığıdır. Bu yüzden geç deselerasyon varlığında beklenen bulgu müspet yani "pozitif"dir. Geç deselerasyon bulunmamışsa beklenen bulgu yoktur yani "negatif"dir.

 

Hangi durumlarda uygulanır?

Önceleri nonreaktif NST varlığında ileri inceleme yöntemi olarak kullanılan CST, BFP incelemesinin geliştirilmesinden sonra bu amaçla daha az sıklıkla uygulanır hale gelmiştir. Genellikle nonreaktif NST'nin doğrulanması amacıyla miadında ya da miad geçmesi olan gebelere uygulanır. Test oldukça uzun zaman alır: kasılmaların başlatılması amacıyla oksitosin verilmesinden testin bitimine kadar geçen süre yaklaşık 90 dakikadır. Ayrıca doğum eylemini başlatabileceğinden 36. gebelik haftasından önceki dönemlerde, placenta previada, EMR'de, ikiz gebelik gibi durumlarda uygulanması sakıncalıdır. CST'nin diğer testlerde olduğu gibi kordon sarkması ya da ablatio placenta gibi ani ve beklenmedik bir şekilde gelişen olayları ve doğum sonrası gelişmesi muhtemel olayları tahmin edemeyeceği hatırda tutulmalıdır.

Doppler ultrasonografi

Tanım

Doppler genel anlamda ultrason altında incelenen damar yatağının kan akımını ve normaldışı bir dirençle karşı karşıya olup olmadığını belirleyen bir testtir. Kalbin atım ve dolum fazında incelenen damar yatağındaki basınçlar karşılaştırarak direnç belirlenir. Damarın inceleme esnasında ekranda oluşturduğu dalga görüntüsü de damar yatağının önündeki direnç hakkında bilgi verir. Obstetrik (gebelikle ilgili) uygulamalarda anneden bebeğe kan götüren uteroplasental üniteyi değerlendirebileceği gibi, bebeğin kordonun kan akımı konusunda bilgi verir. Yüksek rizikolu gebeliklerin takibinin önemli bir parçasıdır.

Uygulanması

Gebeye yapılan rutin ultrason incelemesinden sonra önce sağlı sollu uterin arterlerde, sonra da umbilikal (kordon) arterde doppler incelemesi yapılır. Her iki uterin arterin akım değerleri, ikisi arasındaki matematiksel fark ve görünüm şekilleri değerlendirilir. Umbilikal arterde de yine akım değerlendirilir ve dalga şekli incelenir.

Yorumlanması

Doppler tanı koydurucu değil yönlendirici bir testtir. Patolojik akım değerleri ya da anormal dalga görünümleri elde edildiğinde bebeğin diğer iyilik hali testleriyle yakından değerlendirilmesi konusunda hassas olunması gerektiğini gösterir. Bunun tek istisnası umbilikal arterde "ters akım" denen bir durumun ortaya çıkmasıdır. Umbilikal arterde bu anormal dalga şekli gözlendiğinde bebeğin karında ölme riski oldukça yüksektir ve acil doğum gerekebilir.

Hangi durumlarda uygulanır?

Umbilikal arterdeki akım ölçümlerinin patolojik çıkması ya da anormal dalga şekillerinin gözlenmesi bebekte ölçüm esnasında fetal distres varlığına işaret edebileceği gibi bebekte gebeliğin ilerleyen dönemlerinde gelişme geriliği (IUGG) ya da fetal distres gelişme riskinin arttığına işaret edebilir. Ayrıca incelemedeki çeşitli patolojiler bebekteki bir kromozom anomalisi varlığı konusunda şüphe uyandırabilir. Uterin arter dopplerinde direnç artışı ya da dalga görününde anormallik (çentiklenme) ise anne adayında gebeliğin ileri dönemlerinde preeklampsi gelişeceğini gösterebilir. Bu haliyle umbilikal ve uterin arter doppler incelemeleri en sık preeklampsili ve kronik hipertansiyonlu gebelerin izlenmesinde kullanılır. Ayrıca kontrolsüz diabetli gebelerde, polihidramnioslu ya da oligohidramnioslu gebelerde, fetuslardan birinde gelişim kusuru olan çoğul gebeliklerde yaklaşım biçimini oluşturmakta yardımcı bir yöntem olarak kullanılabilir.